Pazar , 24 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Sosyolojik arka plan
Sosyolojik arka plan

Sosyolojik arka plan

 

İkiyüzlü davranma geleneğimizi her alanda olduğu gibi futbol alanında da başarıyla sürdüren bir anlayıştan geliyoruz. Fenerbahçe futbol takımını taşıyan otobüse yapılan saldırı sonrasında yapılan yorumlar, alınan kararlar ve verilen fotoğraflara baktığınızda ortaya çıkan resim aslında son derece net: HİÇ KİMSE SAMİMİ DEĞİL! Yaşananların futbola dair olmadığı bir ortam içerisinde bile futbol üzerinden bel altı yorumlarda bulunanların, fırsat bu fırsattır diyerek kendi takımlarının ve kendilerinin propagandasını yapanlardan geçilmeyenlerin ülkesidir Türkiye. Şiddet görüntüleri üzerinden ahkâm kesmeye bayılan medyamız için son olay adeta bulunmaz bir kapıyı ardına kadar açtı. İşleri futbol yorumculuğu olduğunu zannettiğimiz birilerinin gerek ekranlarda gerekse de hazırladıkları gazete başlıklarında aynı sözcükleri kullandıklarına şahit olduk ki bu durum son zamanlarda güzel ülkemizde siyasi konularda sık sık meydana gelmeye başlamıştı! Hayatı seyrettikleri filmler gibi zanneden ve ekranda konuşmanın şehvetine kapılmak suretiyle mangalda kül bırakmayanlar açısından durum aslında son derece netti: Ülkeyi bölmek isteyenlerin profesyonelce yaptıkları bir eylemle karşı karşıyaydık. Aksiyonu her daim bitmeyen bir ülkede yaşayınca ve söylediklerinin karşılığında herhangi bir tepki de almadıkları sürece komplolar üzerine inşa edilen bir program formatını hayata geçirmek de zor olmuyor. Zaten sürekli olarak oynadıkları için de, şekilden şekle girmek, ciddi adam görünümüyle konuşmak sıradanlaşıveriyor. Bu formatın gazetedeki karşılığı ise yaşananları tüm futbol servisi olarak masaya yatırmak oluyor. Her şeyi çok iyi bildiğini gördüğümüz buradaki zevatta benzer bir biçimde olan biten karşısında mucize olarak gördükleri ‘çözümlerini’ sıralayıveriyorlar. Bunları yaparken her nedense tıpkı ülkemizin diğer iktidar erklerinde görüldüğü gibi, şiddetli yaptırımlar üzerinden sorunu çözebilecekleri hayaline kapılıyorlar. Ne kadar çok şiddet kullanırsanız o kadar çok sorunu çözersiniz mantığı ile hareket etmeye bayılan bir kültürden geliyoruz. Başımız ne zaman sıkışsa çözümü şiddette arıyoruz, çünkü en iyi bildiğimiz şey ne yazık ki sadece şiddet kullanmak! İster fiziksel isterse sözel şiddet olsun mutlaka ama mutlaka hayatımızın içerisinde büyük bir karşılık buluyor. Bu karşılık nedeniyle de dört büyükler olarak adlandırılan takımlara mensup 1500 taraftarla yaptığımız bir çalışmada yüzde 65,9’luk bir kitle ‘ne yapılırsa yapılsın futbolda şiddet ortadan kalkmaz’ yanıtını veriyordu. Toplumsal şiddetin çok daha derinlerde olduğu gerçeğini bugüne kadar sürekli olarak gözardı eden ve olanları sadece belirli bir alan ile sınırlayan yaklaşımların devrinin geçtiğini, sorunun teşhisini doğru yapmamız gerektiğini birileri ölmeden anlamak zorundayız.

 

Kuralların herkesi kapsaması ve eşit bir biçimde işletildiği gerçeğini toplumsal hayatın içerisinde kitlelere veremediğiniz sürece sıkıntılar bitmeyecektir. Şiddetin gerisinde kendisini gerçekleştiremeyen birey ya da bireylerin varlığını iyi analiz etmek durumundayız. Bunun için de kendi doğrularını çözümmüş gibi sunan futbol medyası anlayışından uzak durarak işe başlamalıyız. İkinci olarak olayın asıl aktörleri olan futbolcuların tepki vermeleri gerekiyor. İşin bir diğer boyutu ise yaşanan gelişmelerin herhangi bir lig ile sınırlı olmadığının ve bu yüzden de bütünü temsil edecek bir anlayışın hayata geçirilmesi gerektiğini, yani ülkemizde futbol Süper Lig’den ve oradaki birkaç kulüpten ibarettir anlayışına son vermek zorundayız. Bu anlayışın şike süreci boyunca da sürdürüldüğünü ve bugünlere gelmemizde o günlerin büyük etkisi olduğunu şimdi söylemenin bir önemi yok, ancak gelecek için belki yol gösterici olabilir. Şiddetin sosyolojik arka planına takılan spor yazarı arkadaşlar için bir küçük not, hem konunun sosyolojik boyutlarını yazmayı hem de kendilerinin yazmaktan imtina ettiklerini öne çıkartmayı sürdüreceğim.

 

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Ahmet Talimciler

Ahmet Talimciler