Anlaşılan o ki Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande’ın görev süresi, bir talihsizlikler silsilesi olarak tarihe geçecek. Ünlü Fransız iktisatçı Thomas Piketty’nin, cumhurbaşkanının kararıyla verilen ve Fransız devletinin bahşettiği en önemli nişan olan Légion d’honneur’ü kabul etmeyeceğini açıklaması, Hollande yönetiminin yaşadığı yeni bir talihsizlik oldu.
1802’de Napolyon Bonapart tarafından dağıtılmaya başlanan ve hâlihazırda 93 bin kişide bulunan bu nişanı reddetme gerekçesi olarak Piketty, “Hangi vatandaşın diğerlerinden daha saygıdeğer olduğuna karar vermek, 21. yüzyılda devletin görevi olmamalıdır” gibi genel bir açıklama getirmiş olsa da, hem Fransa hem de dünya kamuoyunda bu ret, Hollande’ın uygulamakta olduğu ekonomik ve mali politikalara yönelik etkili bir itiraz olarak yorumlandı.
Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, 2012 yılında Nicolas Sarkozy’yi alt ederek Elysée Sarayı’na yerleşen Sosyalist Parti’li François Hollande, Fransa tarihinin popülaritesi en düşük cumhurbaşkanı. Görev süresinin yarısını tamamlamış olan 60 yaşındaki Hollande’ın karmaşık aşk hikâyeleri yabancı basının daha çok ilgisini çekse de, Fransız kamuoyu ülkenin içinde bulunduğu toplumsal ve ekonomik zorluklara daha çok önem veriyor. Ülkede elle tutulur hiçbir iyileşme sağlayamamış olan Hollande’ın uyguladığı politikalar, sadece muhalefet tarafından değil, Hollande’ın mensup olduğu sol-sosyalist cenah tarafından da şiddetli eleştirilere maruz bırakılıyor. Thomas Piketty de 2012 seçim kampanyası sırasında Hollande’ı desteklemiş, ancak kendi önerdiği ekonomik ve mali reform politikalarının hayata geçirilmemesi üzerine “Fransa’yı felakete sürüklüyor” diyerek Hollande’a olan desteğini çekmişti. Piketty, Légion d’honneur nişanını reddederken de, “Madalya dağıtmakla vakit kaybetmek yerine Fransız ekonomisinin büyümesini sağlamalılar” diyerek eleştirilerine devam etti. “Hollande’ın uyguladığı iktisadi ve mali politikalar bir felaket; bunu söyleyebilmek için de bir madalyaya ihtiyacım yok” diyen Piketty, şu sıralar ABD üniversitelerinde “21. Yüzyılda Kapital” başlıklı kitabını tanıtan konferanslar vermekle meşgul.
2017 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’ne kadar François Hollande’ın imajını düzeltmesi ve bunun için de ülkedeki temel sorunlarla ilgili somut çözümler üretmesi gerekiyor. Zira hem bir önceki merkez sağ, hem de şu anki sosyalist cumhurbaşkanlıklarından aradığını bulamayan Fransız seçmenin bir tepki olarak aşırı sağcı lider Marine Le Pen’in Ulusal Cephe partisine yönelme ihtimali giderek artıyor. Mayıs 2014’te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oyların yüzde 24,85’ini alarak Fransa’da birinci olan Le Pen, ülkenin içinde bulunduğu zorluklardan dışarıda Avrupa Birliği’ni, içeride ise göçmenleri sorumlu tutan popülist bir söyleme sahip. Oy oranındaki artış bir yana, araştırmalara göre Fransız kamuoyunun Ulusal Cephe’ye oy vermeyen kesimlerinde bile onu artık eskisi kadar tehlikeli görmeyen ya da Le Pen’in analizlerinin doğru olduğunu düşünenlerin oranı artıyor. Aşırı sağın algılanmasındaki bu değişiklik Le Pen’i iktidara taşımaya yeter mi bilinmez, ama Fransa seçmeninin giderek sağa kaymakta olduğu kesin.
Bu ortamda, Thomas Piketty gibi eski destekçileri tarafından bile terk edilen François Hollande’ın 2017’de yeniden seçilmesi ise mucize kabilinden olacak gibi.
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: