Cumartesi , 30 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Orduyu siyasete Erdoğan bulaştırıyor
Orduyu siyasete Erdoğan bulaştırıyor

Orduyu siyasete Erdoğan bulaştırıyor

Tam bir sarmal!

 

Gerçeği yazacaksan, deliliğin ortalıkta gömleksiz dolaştığını söylemek, dilinin ve kaleminin ucuna gelen ilk şey oluyor.

 

Bu da seni eninde sonunda mahkemelik yapmaya yetiyor.

 

Bir seçeneğin daha var tabii:

 

O da yalakalık yapmak.

 

Karakterin müsaitse, üstelik epeyi de kârlı.

 

Gelinen nokta bu!

 

Hem, yaşananlar o raddeye vardı ki, hangi birini anlatacaksın?

 

Bir daha geriye dönüp yüzleşmeyecekmişçesine toplumsal/ siyasal yapıyı sorumsuzca yakıp yıkan bu vandallığın sonuçlarına da hazır mısınız, pekiyi?

 

İşlenen her şeyin bedeli var çünkü.

 

Sadece yapanların yanına kâr kalmayacak değil ki; toplumun kendisi de ödeyecek o akıl almaz faturayı!

 

Meselâ, geçen hafta toplanan MGK’nın aldığı kararlara, sorarım size, aklı başında olup da kim üzülmez?

 

Paraleldi maraleldi diyerek, iç politika kavgalarından askerlere ne?

 

Siz değil miydiniz, daha düne kadar “askerî vesayet”ten şikâyetçi olan?

 

Bir zamanlar televizyonlarda hop oturup hop kalkarak demokrasi nutukları çeken, köşelerinde yazdıkları satırların altını gazetenin kâğıdını yırtarcasına çizen; ama artık kalemlerini satarak hukuksuzluklarınızı örtmek için kullanan, yüzsüz yazar/çizer borazanlarınızda hiç değilse bi’parçacık olsun utanma kalmadı mı?

 

Çıkıp aynı şeyleri şimdi de konuşsalar ve yazsalar ya!

 

MGK antidemokratik bir kurumdur. Askerî vesayetin temel organıdır. Aldığı kararlarla, seçilmişleri atanmışların denetimine sokar.

 

Siyaset, var olan sorunlarını hukuk ve sivil yapı içinde ancak kendisi çözer.

 

‘Legal görünümlü illegal yapılar’ tarzındaki ‘lâf söyledi bal kabağı’ türünden sorunlu tanımlamalardan geçtik, bunlar TSK’yı hiçbir surette ilgilendirmez. Bu sadece siyasetin işidir.

 

Türkiye ‘Kırmızı Kitap’larla değil, demokratik yasalarla idare edilir”, deseler ya!

 

Erdoğan’ın, askerî darbe dönemlerini aratmayacak ölçüde toplumu yaptıklarıyla aldattığını, haykırsalar ya!

 

Bakmayın, benimki saf bir dilek işte.

 

Ama umarsız da olmayın.

 

Kerime Nadir romanlarındaki sulu gözlü genç kızın hatıra defteri değil ki bu Kırmızı Kitap, eline kalem kâğıt alıp bir çırpıda yazasın!

 

Birtakım süreçleri var ve TSK bakımından olgunlaşması, en az yedi-sekiz ay daha sürer.

 

Eskiden, biliyorsunuz, MGK Genel Sekreteri askerlerden olurdu. Şimdi onun, kafasını değilse bile, görüntüsünü sivilleştirdiler. Artık oraya sivil birini oturtuyorlar. Ama unutmayın, bu onu demokratik yapmaya yetmiyor.

 

İşte bu Genel Sekreter, Erdoğan’ın doğrudan etkisine açık ve bağlı bir şekilde, hazırladığı “Milli Güvenlik Siyaset Belgesi Taslağı”nı “karar”a dönüşsün diye MGK’nın önüne getiriyor.

 

Önceleri askerler siyasete silah gücüyle kendileri müdahil olurlardı, ne ki şimdi artık Erdoğan’ın zoruyla oluyorlar.

 

Oluyorlar ama onlara eskisi gibi suç atfetmek de artık adil görünmüyor.

 

MGK Kararları öyle pat diye kendiliğinden tamamlanmış sayılmıyor. İlkin Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek Başbakanlık Direktifi’ne dönüşüyor ve ilgili devlet organlarına gönderiliyorlar. O organlar da, direktifte kendilerine yüklenen görevleri eylem plânları hâline getiriyorlar.

 

Örneğin bunların en başında gelen Genelkurmay, hükümetten aldığı direktifi “Batı Çalışma Grubu” gibi bir ünitede “Eylem Plânları”na çevireceği “TÜMAS” (Türkiye’nin Milli Askeri Stratejisi) belgesini hazırlıyor ve “olur”unu almak için tekrar Başbakanlığa gönderiyor.

 

Olur”u alınan TÜMAS belgesi, Genelkurmay Başkanı’nca “onay”lanarak yürürlüğe giriyor ve Kuvvet Komutanlıklarına tevdi edilen görevler çerçevesinde hiyerarşik olarak aşağıya doğru, tıpkı “Balyoz” diye bilinen eylem plânındaki gibi, ordunun bütün ülkeyi sarıp sarmaladığı müdahale plânlarıyla kontrol altına alınması sağlanmış oluyor.

 

Sonra da yakalayınca, “vay siz oradakiler, yoksa siyasete karşı darbeye falan mı hazırlanıyordunuz”, karmaşası yaşanıyor.

 

Oysa bugün için askerin sivil topluma ve siyasete müdahalesini, gözünüze soka soka artık Erdoğan tezgâhlıyor.

 

Bunu değiştirmek istiyorsanız, 7 Haziran’da oyunuzu ona göre kullanmalısınız.

 

[email protected]

twitter@cinarnamik

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Namık Çınar

Namık Çınar
1949'da Tekirdağ'da doğdu. İlkokuldan sonra Selimiye Askeri Ortaokulu, Erzincan ve Kuleli Askeri Liseleri, Kara Harp Okulu ve Piyade Okulu'nda okudu. 12 Mart'ta teğmenken komünistlikle suçlanarak ordudan atıldı. Hakkında ceza davası açıldı. Genelkurmay Askeri Mahkemesinde yargılanıp aklanınca TSK’ya yeniden döndü. Fakat 12 Eylül rejiminin baskısıyla yüzbaşı iken istifa ederek ordudan tekrar ayrıldı. Ticaret yaptı. Subayken bir ara 'Sultanahmet İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'nde okudu. Halen 'İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi' öğrencisidir. Beş yıldır da TARAF'ta yazıyor, bağımsız bir yazar olarak birikimlerini bir görev bilinciyle aktarıyor.