
‘O Hayat Benim’le boşluğa bakmak
Eskiden ülkemizde çok izlenen pembe dizilerde karakterler konuşma sırasında zamanı doldurmak için konuşması bitince ya karşısındaki insana ya da uzak diyarlara bakıyormuş gibi bir eda takınır ve seyirci bir süre onun bu anlamsız bakışlarını izlerdi. Brezilya ve Amerika pembe dizileri bunun parlak örneklerini yansıtırdı. Yıllarca bu dizileri izleyenlerin alıştıkları bu hâlin, iki saati bulan süreleri de gözönüne alındığında bizdeki dizilere yansımaması mümkün değil. Ancak alışkanlıklardan zor olsa da vazgeçilebiliyor. Son zamanlarda dizi senaryolarının daha hızlı aktığı dikkate alındığında bu alışkanlığın algının değiştiğini görsek de, “O Hayat Benim”, geçen haftaki bölümüyle zamanı doldurmak için bomboş şeyler yapma konusunda rekor kırdı denebilir.
Nuran karakterini canlandıran Yeşim Ceren Bozoğlu, diğer oyuncularla arasında yaşanan sıkıntılar nedeniyle diziden ayrılma kararı aldı. Bunun neticesinde dizinin önemli karakterlerinden biri olan Nuran’ın öldürülmesine karar verildi. Bu karar işin tabiatında var. Yanlış olansa bütün bölüm boyunca Nuran’ın ölümünün anlatılması.
Bölüm boyunca izlediğimiz şey şuydu: Nuran’ın kardeşi Sultan cesedi teşhis eder. Nuran’ın kocasına ve kızına haber verir. Bu arada Efsun babası tarafından evlatlıktan reddedilir. Evde ağıtlar yakılır, komşular ve ev ahalisi sarılıp ağlaşırlar. Cenaze gelir ve gömülür. Sultan ve diğerleri, Efsun’un Bahar’a gerçekleri söylemesini engeller. Sultan, Mehmet Emir’e Efsun’un arkasında olduğunu söyler. Efsun her şeyden Bahar’ı sorumlu tutar ve silahı doğrultur ve ateş eder. Yani 120 dakikadan fazla bir süre sadece bir cenaze ve onun gömülmesini izledik. Ağlamalar, ilk başlarda etkileyiciydi ama sonrasında rahatsız edici boyuta varıp “eeh yeter artık” dedirtti. Bölüm boyunca ağlayan Efsun karakterini canlandıran Ceren Moray’ın da çekimlerde benzer duygular hissettiğine eminim. Bölüm boyunca Candan Erçetin’in “Annem” parçasına tekrar tekrar yer verildi.
Ayrılış kararı sonrası “Alelacele bir bölüm çekelim. Nuran’ı öldürüp gömelim. Bi yeni kötü karakter koyalım onun yerine. Olsun bitsin işte!” mantığının tam yansımasıydı izlediğimiz. Anne kaybı üzerinden yapılan duygu sömürüsü ile bu bomboş bölümü doldurma çalışmalarına da ayrıca bir sıfat bulunmalı ya neyse! Bunların yerine bir hafta ara verip adamakıllı bir bölüm çekilebilir ya da Nuran’ı öldürmeden diziden çıkarmanın yolu bulunurdu. Ama şimdi kim zahmet edip kafa yoracak üzerinde!
Reytingler güzel gittiği sürece kanal, dizinin hikâyesindeki tutarsızlıkları ve dizi süresinin neyle doldurulduğunu önemsemez. Sonuçta reklam verenlerdir kanalın görüşlerini önemsediği kitle. Bu yüzden dizinin kendine çekidüzen verme gereksinimi hissetmeyeceği kesin. Hattâ ilerleyen zamanda çok ihtiyaç duyarlarsa tutarsızlıklarına yenilerini ekleyip Nuran karakterini diriltiverirler olur biter!
***
‘Scream Queens’in ilk görselleri yayınlandı!
Korku türünü seven ama korktuğu için izleyemeyenlerdenseniz –ki var böyleleri– sizin için eylül ayında yeni bir dizi başlıyor: “Scream Queens”. Dizi, 80’lerin popüler slasher yani işkence filmlerine saygı niteliği taşıyor. Yapısı itibariyle de American Horror gibi her sezon yeni bir hikâye anlatacak. Tek bir farkla. Yeni sezon hikâyesine eskisinden bazı hikâyeler ve karakterler eklenerek bir şekilde devamlılık sağlanacak. İlk sezonda hikâye 1995 yılında gerçekleşen ve çözülemeyen bir katliamla başlayacak. Sonrasında günümüze dönen hikâye katliamın yıldönümünde gerçekleşecek cinayetlere odaklanacak. Biri intikam alıyordur ve dizideki tüm karakterlerin fail olmak için yeterli sebepleri vardır! Kadrosu sevilen isimlerden oluşan dizi, komedi soslu korku sevenleri bekliyor!
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: