Cumartesi , 23 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Kura sevinci(!)  
Kura sevinci(!)  

Kura sevinci(!)  

Aslında kura çekimleri medyatik haber değeri taşımaz, ta ki siz onu haber değeri taşıyan bir hâle getirinceye kadar. Avrupa’dan televizyonlara haber olan kura çekimlerinden en akılda kalanları Barcelona eşleşmeleri. Farklı zamanlarda Manchester City ve Shakhtar Donetsk takımlarının kurada Barcelona’yı çekmeleri sonrası futbolcuların yaşadıkları üzüntü görüntülenmişti. Futbolcuların, dünyanın en iyi yıldızları ile karşı karşıya gelecek olmalarının heyecanı ve kendilerini bütün dünyaya izletme imkânları açısından bakıldığında bu kuraya sevinmeleri gerekirken, Barcelona’nın yenilemeyecek kadar iyi bir takım olduğunu düşünmeleri nedeniyle yıkılmaları, elbette haber değeri taşıyor ve görüntülemeye değerdi.

Ancak kura çekimlerinin dünyadaki takımlara yansımalarının tam tersi bizde yaşanıyor. Malum fıkrada olduğu gibi:

Temel bir gün otoyolda ters yöne girmiş. Derken radyoda bir anons duymuş. Otoyolda bir araç ters yönde ilerlemektedir. Ne birisi, hepsi ters hepsi demiş.

UEFA Avrupa Ligi kura çekiminde Beşiktaş’ın rakibi olarak Brugge çıkınca Fikret Orman ve yanındaki yetkililerin sevinci kameralara yansıdı. Aynı durum 2012-2013 Şampiyonlar Ligi SchalkeGalatasaray eşleşmesinde yaşanmıştı. Gruptan ite kaka bir üst tura çıkan Galatasaray, “B” grubunun namağlup lider takımı ile eşleşmiş, buna rağmen yine sevinç çığlıkları atılmış, tur daha oynanmadan geçilmişti(!) Çünkü diğer takımların arasında en zayıf halka olarak Schalke görülmüştü. Hattâ daha da ileri giderek kura çekimi öncesi Schalke’nin çıkması istendiği söylenmiş, hatta kura çekimine Schalke’nin rengi olan mavi kıyafetle gelen bile olmuştu. Hatırlamak isteyenler için o günkü yazıma bakılabilir.

http://arsiv.taraf.com.tr/yazilar/numan-turer/galatasaray-tur-atladi/24588/

Sonuçta Galatasaray maç oynanmadan turu geçtik görüntüsü vermişti ve bu, futbolda bir antrenörün en istemediği şeydir. Aynı Beşiktaş’ın iki İngiliz takımına kök söktürüp sonra zayıf Brugge ile eşleşmesinde olduğu gibi… Galatasaray kendi sahasında oynadığı maçta rakibi küçümsediği için 1-1 berabere kalarak zilleri çalmış ama çabuk toparlanarak deplasmanda aynı hatayı yapmamıştı. Beşiktaş için söylenecek çok fazla şey var. Ama ayrıntıya girmeyi gereksiz buluyorum. Zaten herkes net görebiliyor sahada yaşananları. Ancak, rakibi her iki maçta da küçümsemelerinin cezasını ağır ödediler. Üstelik her iki maçta da 1-0 öne geçip daha fazla gol atma imkânları olduğu hâlde.

Tecrübesiz üniversite oyuncularından kurulu ABD hokey takımının, 1980 Kış Olimpiyatları’nda, daha önce iki kez karşılaştığı ve her iki maçı da 6-0 ve 10-3 kaybettiği Rusya karşısında yarı finalde galip gelmesini anlatan “Do you believe in miracles? Yesss! (Mucizelere inanır mısınız? Evet!)” adlı belgeseli seyretmelisiniz. Rakibini küçümseyen Rus oyuncuların ağzından “Son ana kadar maçı kazanacağımıza emindim, ancak son dakikaya girince kaybedeceğimizi anladım” ifadeleri iyi bir ders taşıyor.

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Numan Türer

Numan Türer