Pazartesi , 1 Haziran 2015
Anasayfa » Yazarlar » Kenan Evren eleştirisi
Kenan Evren eleştirisi

Kenan Evren eleştirisi

İLK başta Kenan Evren hakkında yazmak istemedim.

 

Eh, her halde musalla taşı önünde “…İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en’amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn” diye Fatiha okuyarak el açacak değildim.

 

Çünkü ölünün arkasından kötü konuşulmaz riyakârlığıyla hiçbir zaman uzlaşmadım.

 

Böyle bir ikiyüzlülük kültürüne yabancıyım ve yabancı kalmaya da devam edeceğim.

 

***

 

NİTEKİM işte Attila İlhan, işte Bülent Ecevit, işte Rauf Denktaş örnekleri…

 

Bu zat-ı muhteremlerin hiçbirinden zerre kadar haz etmezdim ve etmedim.

 

Dolayısıyla, fincancı katırlarını ürkütmek, okurlardan küfür işitmek ve gazeteden papara yemek pahasına, öbür tarafa gittiklerinde, bedenleri daha kefene sarılmadan hazretlerin günahlarını dobra dobra ve bir kitabe-i sengi mezar olarak bu sütuna kazımaktan çekinmedim.

 

Öyle ya! Ölü var, inandığı Rabb’dan mağfiret dilenir…

 

Ölü var, ebediyen gazap ateşinde yanması temenni edilir…

 

O hâlde, benim açımdan tabii ki ikinci kategoriye giren Netekim Paşa’ın cürümlerini yiyip yutamayacağıma göre, hiç şüphesiz Evren’e de ağzımı açıp, gözümü yumacaktım.

 

Ama yapmak istemedim.

 

***

 

İSTEMEDİM, zira bu defa hemen herkesin kötü celâlleneceğini baştan tahmin ettim.

 

Dolayısıyla, benim de koroya katılmam fazlasıyla ucuz kaçardı ve grado düşerdi.

 

Nitekim de aynen öyle oldu. Cümle âlem Kenan Evren’e karşı ateş püskürdü.

 

Fakat çoğunun hiçbir kıymet-i harbiyesi yok! Kendi günahlarını savmaya çalışıyorlar.

 

12 Eylül generali kükrediğinde postalını parlatmak; parlatmak ne kelime, yalamak için sıraya girmiş olanlar bile Evren zebanilere kavuşunca büyük bir yüzsüzlükle Marmaris’teki amatör “ressam”ın (!) Türkiye’ye denli zarar verdiğine dair demeç ve yazılar yumurtladılar.

 

Meselâ bilumum ulusalcılar

 

***

 

OYSA, artık açık açık neo-Nazi kimliğe bürünmüş olan Maocu Karanlıkçılar ve onların kifayetsiz muhteris reisi 1980 Eylül’ünde, “anarşiye ve sahte sola karşı yapıldığı” gerekçesiyle 12 Eylül darbesini can-ı gönülden desteklememiş miydi?

 

Ben kendi hesabıma daha o gün kapıyı çarptım ve komünist yalanla köprüleri attım.

 

Fakat bu reziller Kenan Evren’e “sizi hep destekledik ve destekliyoruz ama niye gadre uğruyoruz” diye yalvar yakar nedamet mektupları göndermeyi sürdürdüler.

 

Üstelik şimdi de, Darbe kışlalarında teğmen veya yüzbaşı rütbesiyle tutsakları korkunç işkencelerden geçirmiş olan bugünün emekli paşalarını, bir “tekaütler kulübü” imajı veren ve ulusalcılığı Hitlercilik raddesine vardıran ultra-marjinal partilerinde baş köşeye oturtuyorlar.

 

Ordumuzun kahraman komutanları” (!) diye vitrinde pazarlamaya çalışıyorlar.

 

Ama Evren ölünce de, sanki hem dün, hem bugün 12 Eylül’ün baş yardakçısı, emir uygulayıcısı ve ideolojik mirasçısı kendileri değilmişmiş gibi, o Karanlık varakparelerinde aynı Evren’i ve rejimini sözümona kötüleyerek mazilerini unutturmaya çalışıyorlar ki, yuh!

 

Yahut şu yalan, komplo ve iftira kumkuması Odacıbaşı sitesinin “Efendi” (!) patronu ve tabii ki yine eskiden Maocu avenenin gazeteci kılıklı ajanı vasıtasıyla zeytinyağı gibi üste çıkmaya kalkışıp Darbe’yi liberallere mal etmeye yelteniyorlar ki, tekrar yuh!

 

***

 

YOK, ben Netekim Paşa’yı bu ulusalcı sahtekârlarla ve bu lâfta “solcu” (!) gerçekte sağcı kalpazanlarla ortak zemin ve paydada eleştirirsem, doğrusu çok ucuz davranmış olurum.

 

Artı, bütün suçlarına rağmen de Kenan Evren’e karşı bile haksızlık yapmış olurum.

 

Dolayısıyla sözkonusu eleştiriyi yarın daha farklı bir perspektifte ele alacağım.

 

[email protected]

 

*

 

Not:

 

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

 

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Hadi Uluengin

Hadi Uluengin