
İşin sonu parlak değil!
Umarım ki hangi işin sonu diye merak edenleriniz çok olacak.
Ben diyorum ki “Aklınıza gelen ne varsa”. Hattâ ve hattâ biraz da ileri giderek, parlaklıktan vazgeçtim, “Yolun sonu karanlık” diyorum.
‘Hey hey’lerim geldi yine başıma. Yanlış anlaşılmasın. Çatacak yer arar bir düşüncem ve de bir hâlim de yok. Amma; yaşananları, olup bitenleri görüp, izleyip sonunda da düşündükçe, hani biraz argo olacak ama, kafayı sıyırıyor insan.
Biz yine kendi işimize bakalım ve işin spor yönüne yönelelim…
MEYDANLAR ÇIĞLIK ÇIĞLIĞA
Seçim yaklaştı. Çıkacak sonuçlar vatana, millete hayırlı olsun.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir seçim bildirgesi yayınladı malumunuz. Başkanlık sisteminden tutun da, olacak olmayacak her şey var içinde. Şimdi meydanlarda. Günde iki- üç şehri ev gezmesi gibi dolaşıyor. İşin siyaset tarafı ile ilgilenmem. Amma; gelin görün ki spor adına, bu ülkenin genç nesilleri adına ağzından santim laf çıkmıyor. Ne partisinin bildirgesinde, ne yaptığı o tehdit, ne tahrik edici konuşmalarında… Ne olur Türk sporundan tek bir kelime kelam et. Sen bilmiyorsun anlaşılan, ben söyleyeyim. Bu ülke nüfusunun yarısında çoğu 30 yaş altındadır. 20 yaş altında da olanlar 20 milyondan da fazladır. Muhterem Davutoğlu.. Türkiye’de gençlerin spor yapacakları alan, yani demem o ki; atletizm pisti, spor salonu, yüzme havuzu, tenis kortu ve her ne varsa, yok kadar az, biliyor musunuz? Konya’nın Taşkent ilçesi, sizin doğum yeriniz. Merak ediverin de bir araştırın Konya’nın Taşkent’inde gençlere spor yapacak yer var mı?
Öylesine acı bir tablodur ki, beden eğitimi verilmeyen, spor yaptırılmayan geçlerin hâli. Sorarım Sayın Başbakan’a ve onun partisinin Milli Eğitim Bakanı’na. Vazgeçtim halka, gençliğe açık spor tesislerinden. Ülkemiz genelinde 60 binden fazla okul vardır. Spor salonu olan yani beden eğitimine çıkılan kaç adet okul vardır, biliyor musunuz? Yüzde 5’i geçmediğini de bir zahmet yine benden öğrenin, Sayın Başbakan ve Sayın Bakan.
ZİHNİYET BAŞKA
Bazılarına böyle yazmanın, havanda su dövmekle eş değer olduğunu da iyi biliyorum. Dedim ya ‘Hey hey’lerim geldi. Ben size canlı bir örnekle bu zihniyeti anlatayım ve biraz rahatlayayım.
Geçen aylarda bu sayfalarda da yazmıştım. Bu iktidarın memur ettiği Trabzon Müftüsü hazretleri şöyle buyurdu: “Gençlerimizi spor sahalarından, spor salonlarında kurtaralım. Heyetler kurup geçlerimizi camilere yönlendirelim.” Dindar insanların imanı ile işimiz olmaz ve de saygı duyarız ibadetlerine. Ancak; zihniyete bakar mısınız?.. Gençleri spordan kurtaracakmış Bay Müftü hazretleri..
Nâzım Hikmet, “Hoş geldin” şiirinin son satırlarında ne diyor..
Diyecek, dinleyecek çok.
Uzun söze vakit yok.
Yürüyelim..
Bize de şimdi bu satırlardan örnek almak gerekiyor. Yürüyelim.
AZİZ BAŞKAN OLMADAN OLMUYOR
Spordaki bazı işlerin sonu parlak olmayan ve hattâ zifiri karanlığa yol alan hâl ve görüntüleri var.
Süper Hakem saçmalığından sonra, saha içindeki yanlış kararların dik alasını görmeye başladık. Haklı ya da haksız.. Aziz Yıldırım durur mu? Başbakan meydanlarda, Aziz Başkan soyunma odası kapılarında gürlüyor da gürlüyor. Al sana 100 gün hak mahrumiyeti cezası daha. Haziran ayında yapılacak Futbol Federasyonu genel kurulunda oy kullanamayacak. Dilerim ki Yıldırım Demirören o seçimi 1 oy farkla kazanmaz. Davutoğlu’nun 276 oyla iktidar olmasına benzer bu iş.
Ne diyelim.. İyi düşünelim, iyi olsun. Yolun sonu karalık ama.. Belki de bir ışık görünür tünelin diğer ucunda.