Çarşamba , 27 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » İş cinayetleri önlenebilecek mi
İş cinayetleri önlenebilecek mi

İş cinayetleri önlenebilecek mi

2104 yılının hafızalarda bıraktığı en sarsıcı olaylarının başında iş kazaları yani bizdeki adıyla iş cinayetleri geliyor.

Soma’da maden ocağından çok, adeta madenci işçiler için hazırlanmış ölüm kuyusunda, 301 maden işçisi hayatını kaybettikten sonra Ermenek’te de 18 işçi Soma’da hayatını kaybeden işçilerle aynı akıbeti paylaştı.

Diğer yandan iş kazaları bakımından en riskli sektörü maden işkolu oluşturmakla beraber inşaat işkolu da bir o kadar yüksek risk taşımaktadır.

İnşaat işkolu iş cinayetleri bakımından ilk sırada bulunmaktadır.

İş kazalarının yüzde 10’u, ölümlü iş kazalarının yüzde 30’u ve sürekli iş göremez iş kazalarının da yüzde 25’i bu işkolunda olmaktadır.

Ayrıca toplam ölümlü iş kazalarının yüzde 4’ü de yine inşaat işyerlerinde meydana geliyor.

SGK istatistiklerine göre yılda 5239 iş kazasında özellikle bina inşaatlarında başta “insan düşmesi” sonucu olmak üzere 1028 inşaat işçisi hayatını kaybetmekte ve bu kazalar sonucu 934 işçi yaralanma sonucu sürekli iş göremez duruma düşmektedir.

2014 yılında Torunlar İnşaat’ta asansör düşmesi sonucu on işçinin yaşamını kaybetmesi Soma ve Ermenek’ten sonra bir kez daha toplumsal gerçeğimizi acı da olsa bize göstermişti.

Bu acı ama öğretici olayların devamında oldukça kapsamlı tartışmalar yapılmış, sorun kamuoyu gündeminde oldukça yer almıştı.

Bunun üzerine hükümet, muhalefet partilerinin, medyanın, sendikaların ve STK’ların baskıları sonucu iş güvenliği alanında önemli mevzuat açığına neden olan ILO’nun ilgili sözleşmelerini Meclis gündemine taşıyarak kabul edilmesini sağlayacak adımları atmak zorunda kaldı.

İşte bu atılan adımların sonucu ILO’nun 167 sayılıİnşaat İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi” ve 176 sayılıMaden İşyerlerinde Güvenlik ve Sağlık Sözleşmesi” arka arkaya Meclis’ten geçti.

Son olarak da 6 Nisan’da Meclis’te torba kanun olarak kabul edilen iş güvenliği yasasında kimi değişiklerle ilgili ILO sözleşmelerine göre eksikler giderilmeye çalışıldı.

Bu yapılan değişikliklerin en önemlisi işyeri hekimi ve iş sağılığı ve güvenliği uzmanına önemli sorumluluklar verilerek hem bir yanda daha sorumlu duruma getirildiler ve hem de işverene karşı kimi maddi yaptırımlarla iş güvenceleri sağlanmaya çalışıldı.

Özellikle maden ocaklarında yeterli teknik ve fiziki önlemler alınmadan yapılacak olan üretim artışlarını önlemek için işverenlere hapis cezası gibi cezai yaptırımların getirilmesinin yanı sıra buna uymayan işyerlerinde kolluk kuvvetleri aracılığı ile üretim durdurulmasının iş kazalarında caydırıcı olması bekleniyor.

Yine getirilen bir başka yasa değişikliğiyle kamuoyunda çok tartışılan “yaşam odaları”nın bir yıllık hazırlığın arkasından maden işyerlerine konulacak olmasının olası iş kazalarındaki ölüm riskini azaltacağını umuyorum.

Ayrıca iş sağlığı ve güvenliği eğitimleri ile gerekli olan koruyucu iş malzemelerinin standartlarının yükseltilmesinin ayrı bir önleyici düzenlemeler olarak yasadaki yerini almış olmasını bir başka iyileştirme adımı olarak olumlu buluyorum.

Son yapılan yasal düzenlemeler ile dünyanın en çok ölümlü iş kazalarında ilk sıralarda olan bu ülkede mevzuat yönünde gerekli ve yeterli adımlar atılmış bulunmaktadır.

Şimdi sorun, bu atılan adımların uygulamadaki sonuçlarının olumluya çevrilmesinde bulunuyor.

Her zaman söylediğimiz gibi mevzuat altyapısı tek başına yeterli olamaz.

Gerek sonuç odaklı işyeri uygulamaları ve etkin denetim ile “güvenli yaşama ve güvenli çalışma” kültürünün yaygınlaştırılması ve bir bütün olarak birlikte ele alınması zorunluluktur.

Yoksa yine yeni iş kazalarıyla karşılaşmamız kaçınılmaz olacaktır.

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Mustafa Paçal

Mustafa Paçal