Çarşamba , 3 Haziran 2015
Anasayfa » Yazarlar » Ebedi komutan
Ebedi komutan

Ebedi komutan

TEK bir kişinin iktidardaki sürekli varlığı demokratik hükümetlerin sonu olur.

Hep aynı yurttaşı kumanda mevkiinde bırakmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.

***

YUKARIDAKİ uyarıları Simon Bolivar’dan alıntıladım.

1819 Şubat’ında Angostura kentinde toplanan ve Latin Amerika ülkelerini tedricen İspanya’dan bağımsız kılan ünlü kongrede telaffuz etmişti.

Oysa tarih garip tecellilerle akıyor…

Çünkü zaten hanidir Bolivar adını taşıyan bu Angostura şehri şimdi Venezuela’dadır.

Yani mekân efsane lideri ağzından düşürmeyen ama onun “aynı yurttaşı kumanda mevkiinde bırakmak kadar tehlikeli bir şey yoktur” tembihine rağmen de kendisini “ebedi komutan” ilân etmekten çekinmemiş olan Hugo Chavez’in ülkesinde yer alıyor.

Ömrü vefa etseydi de zahir bu “ebedi” tanımına bir de “ilahi” sıfatını ekleyecekti…

***

DAHA önce de yazdım, yukarıdaki Chavez’le Recep Tayyip Erdoğan arasındaki benzerlikler hakikaten göz çıkartıyor. Tıpkısının aynısı ifadesi tam cuk oturuyor.

Birincisi “sol”, ikincisi de “sağ” addedildiği için böyle bir benzerliğin mümkün olamayacağı sanılmasın. Çelişki zahiridir ve yanıltıcıdır.

Ha bre kendisine karşı uluslararası komplo düzenlendiğini iddia eden ve artık New York Times gazetesini bile “paçavra” diye tanımlayan; hattâ işi Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyelik iradesine vardıran Türkiye Cumhurbaşkanı’yla, bunların hepsini zaten gerçekleştirmiş olan müteveffa Venezuela lideri arasında öyle aman aman bir fark yok ve hiç olmadı.

Kabul, “öteki”ne karşı duyulan kaba ve kolay husumeti biri daha ateşli, diğeri ise daha tedbirli biçimde ifade etti ve ediyor ama özdeki ortak payda hiçbir şekilde değişmiyor.

***

ÖTE yandan, tabii ki esas paralellik gerek Hugo Chavez’in, gerekse Erdoğan’ın cidden karizmatik ve haydi haydi otoritarist ve popülist liderler olmasından kaynaklanıyor.

Birincisi gibi ikincisi de kendisine ilahi bir misyon tevdi edildiği vehmini taşıyor.

Artı, işin içine tabii ki kişisel hırs, iktidar sarhoşluğu, yargı korkusu falan da giriyor.

Dolayısıyla Ak Saray kiracısı tıpkı Latin Amerikalı meslektaşı gibi o otoritarizmin ve o popülizmin zaten zorunlu kıldığı hotzotçu ve polemik söylemleri mugalataya dönüştürüyor.

Yetmiyor, yine onun gibi öfkeyi ve nefreti siyaset arenasında olağanlıkla donatıyor.

Ancak şu da kesin ki ne Chavez’in, ne Recep Tayyip Erdoğan’ın popülizmi sırf “lâf ebeliği” ekseninde yükseliyor. Hayır!

Cazibe aynı zamanda ve belki de bilhassa somut bir sosyal zemin üzerine oturuyor.

Yani doğru veya yanlış, geçmişte kendini mağdur hissedenler onları ilah belliyor.

Caracas önderinin palazlandırdığı yeni orta sınıf ve ayrıcalıklı nomenklaturayla eski AKP liderinin ürettiği aynı tür sosyo-ekonomik katmanlar birbirleriyle çok benzeşiyor.

Otorite”ye “popülarite” payandası sunan bu geniş kesim de “ebedi komutan” Venezuela’sıyla diğer bir “ebedi komutan” Türkiye’sini tekrar ortak noktada buluşturuyor.

***

SIMON Bolivar’ın iki asır önce yaptığı uyarıyı şimdi bir defa daha tekrarlayacağım:

Hep aynı yurttaşı kumanda mevkiinde bırakmak kadar tehlikeli bir şey yoktur.

Oysa malûm, gerçi fani ömrü vefa etmedi ama tembihi es geçen Venezuela halkı “ebediliğin” üstüne bir de “ilahilik” sevdası güden Chavez’i dahi o mevkide bıraktı.

Eh, Latin Amerika devletinin içler acısı hâl-i pür melali de ortada!

Ve umalım ki Türkiye’ye halkı 7 Haziran’da Bolivar’ın uyarısını ve Venezuela’nın durumunu kulağına küpe yapar da bu ülkeyle ve “ebedi komutan”la olan hısımlık son bulur!

[email protected]

Etiketler:

Hakkında Hadi Uluengin

Hadi Uluengin