Salı , 26 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Dört ayrı mutfak ve lezzet tek çatı altında
Dört ayrı mutfak ve lezzet tek çatı altında

Dört ayrı mutfak ve lezzet tek çatı altında

Sizlere 19. Yy. sonlarında dönemin İtalyan Büyükelçisi Baron Blanc tarafından konak olarak inşa edilen ve 1930’lu yıllarda Miramare ardından da Park Otel olarak hizmet verdikten sonra uzun yıllar atıl şekilde duran bir mekândan bahsedeceğim. İstanbul’un belki de en güzel konumuna sahip olan mekân, 34 yıllık bu uzun suskunluğunu 2013 yılının sonlarında CVK Group tarafından gösterişli bir otel olarak inşa edildikten sonra kapılarını Park Bosphorus adı ile açarak bozdu. Bir yandan İstanbul’un tarihî dokusuna diğer yandan nefes kesen Boğaz manzarasına hâkim konumuyla dikkatimi çeken Park Bosphorus Hotel’in terasında yaklaşık üç ay önce açılan Izaka Restaurants & Bar-Lounge’dan bahsediyorum tahmin ettiğiniz gibi. Gümüşsuyu’ndaki bu özel restoran dört farklı markayı tek çatı altında toplayarak farklı bir ilke imza atıyor. Osmanlıca “tattırma, tattırılma, lezzet ve zevk hissettirme” anlamına gelen Izaka’nın en önemli özelliklerinden birisi de Tarihî Yarımada’dan başlayarak Boğaziçi Köprüsü’ne kadar uzanan nefis panoramik manzarayı misafirlerine geniş terasında sunabilmesi. Ortadoğu’nun otantik lezzetleri ve Anadolu’nun geleneksel kebap çeşitlerini “TheMidd”, Akdeniz Mutfağı’na özgü balık ve mezelerini “Mezze Mare”, Uzakdoğu ve sushi çeşitlerini ise deniz yıldızı anlamına gelen “Hitode Sush Bar”da deneyimleme imkânına sahipsiniz. Eğlence için ise Izaka Bar-Lounge ve özel kokteyllerini tercih edebilirsiniz.

Izaka’nın Mezze Mare restoranına CVK Entertainment Genel Koordinatörü İlhan Zeytun’dan aldığım davet üzerine geldiğimde böylesine büyüleyici bir manzara ile karşılaşacağım pek aklıma gelmemişti. Öncelikle manzara ve konforlu koltuklar karşısında etkilenmedim desem yalan olur. Ardından hafta içi olmasının sakinliğini de fırsat bilip manzaraya hâkim masamıza geçtik ve deneyimli şefimizin önerisiyle Rum, Ermeni ve Akdeniz Mutfağı’nın soğuk ve sıcak meze çeşitleriyle geceye giriş yaptık. Servis edilen yaklaşık dokuz tane soğuk meze arasından lakerda, soya soslu uskumru, patlıcan panço, ahtapot carpaccio ve söğüş ahtapotun lezzetini beğendim. Ama her zaman benim için önemli bir kıstas olan rakının yanında servis edilen beyaz peynir mezelik değil kahvaltılık cinsinden olduğu için damak zevkime göre pek başarılı değildi. Ayrıca domates salatasındaki soğanların ve balzamik sirkesinin baskın oluşu domateslerin tadını oldukça bastırmıştı.

Sohbetimiz sırasında günlük olarak değişiklik gösteren yaklaşık 40 tane soğuk-sıcak mezenin özenle hazırlandığı bilgisini öğrendim. Ayrıca Izaka’nın misafirleri birbirinden bağımsız restoranlarda yemek yemelerine rağmen diğer mutfakların lezzetlerini de arzu ederlerse bulundukları yerde deneyimleme ayrıcalığına sahipler. Sıra ara sıcaklara geldiğinde adeta bir lezzet fırtınası sofrada esmeye ve dur durak bilmeden tabaklar sofrada yerini almaya başladı. Kalamar tava, ardından kol ahtapot ızgara, balık köftesi, ızgara jumbo karides, balıklı içliköfte, lagos peynirli ve balık kebabını denedim. Ayvalık’tan getirtilen pamuk gibi pişirilmiş ızgara kol ahtapotu oldukça beğendim. Ama bence gecenin yıldızı dil balığı ile hazırlanan safran ve köri soslu “Balıklı İçliköfte” ile taze baharatlarla doldurulup panelenmiş lagostan hazırlanan “Lagos Peynirli” oldu. “Balık Kebabı” lezzetliydi lezzetli olmasına ama bana göre sosa biraz fazla boğulmuştu. Nefis bir kalkan tava ile yemek şöleni sona erdi.

Bu kadar balık lezzetiyle dolu bir gece üzerine sadece kahve ile final yapmak istedim. Ama özel sunumuyla şefin spesiyalleri arasında yer alan ve Osmanlı Saray Mutfağı’nda Ramazan ayının vazgeçilmez lezzetlerinden olan “Osmanlı Saray Akıtması” masamıza gelince bu fikrimden vazgeçtim. Bakır cezve içinde servis edilen tahinli ve beyaz çikolatalı akıtma, güllü dondurma ve lokum üçlüsünün tadı damağımda kaldı. Mezze Mare’de kişi başı alkolsüz ortalama 100.-TL civarında bir ödeme yaparak manzaranın ve yemeklerin keyfini çıkartabilirsiniz. Bu fiyatın balık tercihinize göre değişim göstereceğini hatırlatmakta yarar görüyorum.

Adres: İnönü Cad No: 8 Gümüşsuyu/ İSTANBUL

(Tel: 0212 708 38 38)

(www.izaka.com.tr)

 

***

 

SSCB Mutfağı Matruşka Tavern’de

 

İstanbul’da Rus Mutfağı dendiği zaman aklıma ilk olarak çocukluğumda severek gittiğim ve lezzetlerini hâlâ damağımda hissettiğim Beyoğlu’ndaki Rejans ve Ayazpaşa’daki Rus Lokantası gelir. Özellikle 1970’li yıllarda Borş Çorbası, Piroskhi , Boeuf Stroganoff ve Kievski’yi ilk oralarda deneyip sevmiştim. 2014 yılının son günlerinde Bağdat Caddesi eskilerin SSCB diye bildiği Sovyetler Birliği’ni oluşturan ülkelerin mutfaklarını deneyimleyebileceğiniz şirin ve renkli bir restoran- tavernaya kavuştu. Adı: Matruşka Tavern. Bu sempatik mekânda Gürcü, Kazak, Rus ve Azerbaycan Mutfakları’nın lezzetlerini bulabiliyorsunuz. Caddebostan Bağdat Caddesi üzerinde yer alan ve 10-15 basamakla inerek girişine ulaştığınız mekânın kapısında sizi cam vitrin içinde çeşit çeşit ebatlarda ve renklerde matruşka bebekleri ve Rusya’ya özgü yerel kıyafetler giymiş bir Rus kızı karşılıyor. Matruşka Tavern uzun yıllar Türkiye’de gece hayatının popüler mekânlarını başarı ile işletmiş Ercan Günalp ve Azeri kökenli eşi İra Günalp tarafından hayata geçirilmiş. İra Hanım’ın davetiyle geldiğim mekâna adım attığınızda fonda çalan keyifli şarkılar, duvarlardaki rafları süsleyen antikacıdaymış hissi veren nostaljik ütüler, daktilolar, fotoğraf makineleri ve renkli objeler ile pencerelerdeki el işi işlemeli perdeler sizi adeta geçmişte bir yolculuğa çıkartıyor. Bembeyaz örtüler serilmiş masamıza geçtikten sonra İra Hanım ile sohbetimiz sırasında eşi Ercan Bey’in yaklaşık 25 yıldır Türkî Cumhuriyetleri ile eski SSCB ülkelerinde edindiği deneyimleri ve özel yemekleri Matruşka Tavern ile bizlerle buluşturmayı hedeflediğini öğrendim. Kısaca Rus yemekleri olarak adlandırabileceğimiz soğuk ve sıcak meze çeşitleri ile geceye başladık.

Mutfağında Türk, Rus ve Azeri üç farklı aşçının görev aldığı mekânda füme somon ile pancar ve patatesten hazırlanan Şuba salatası, Buraçniy (pancar salatası), Stoliçniy (Rus salatası), kendi yapımları turşu ile barbunya havuç ve pancardan hazırlanan Vinegret salatasının lezzetini beğendim. Yoğurt yerine ekşi krema smetana ve pancar ile patatesten hazırlanan mezeler Matruşka Tavern’in mönüsünde ağırlıklı olarak yer alıyor. Bu geceki favori lezzetim ise etli ve lor peynirli olarak hazırlanan “Blinçik” oldu. Blinçik’in Fransız Mutfağı’nın önde gelen lezzetlerinden krepe benzeyen ancak daha kalın hamurdan yapılan Rus usulü bir krep olduğunu söyleyebilirim. Et, havuç, sarımsak ve Özbekistan’a özel bir çeşit kimyona benzeyen baharat Zire ile hazırlanan Özbek pilavının lezzetini beğenmeme rağmen biraz lapamsı buldum. Ama özel krema sosu ve mantar ile hazırlanan boeuf (böf) stroganoffun etinin lezzeti ve kremasının oranı yerindeydi.

Haftanın neredeyse her gecesinde canlı müzik ile eğlenebileceğiniz Matruşka Tavern’de geceyi Rusların meşhur ballı pastası “Medovik” ve bal kabaklı tatlısı “Matruşka Ana” ile yaptık. Kişi başı alkolsüz ortalama 75-90 TL arasında bir ücret ödeyerek bu özel lezzetleri deneyimleyebilirsiniz.

Adres: Bağdat Cad. No: 312 Caddebostan/ İSTANBUL

(Tel: 0216 302 35 34)

(www.matruskatavern.com)

 

***

 

SAYIyorum

 

22 ülkede 1 milyonun üzerinde restoranın detaylı bilgilerini sağlayan online ve mobil bir restoran keşif platformu olan “Zomato”nun aylık 80 milyondan fazla kullanıcısının tercihleriyle derlediği analizleri sizlerle paylaşmaya devam ediyorum.

İşte Mart 2015 verileri arasında dikkatimi çeken sonuçlar:

  • İstanbul’da en fazla aranan mutfaklar sıralamasında bu ay “Kebap” ilk sırada yer alıyor. Bu kategoride Zomato’nun dünyada hizmet verdiği diğer şehirlerde “Türk Mutfağı” sadece Londra’da ilk beş tercih arasında yer alıyor.
  • Zomato kullanıcılarının İstanbul’da en fazla arama gerçekleştirdiği, bir başka deyişle en popüler semt sıralamasında Karaköy bu ay liderliği Kuruçeşme’den devralmış. İkinci sırayı alan Etiler Beşiktaş’ı sırasıyla Asmalımescit, Nişantaşı, Cihangir ve Beyoğlu takip ediyor.
  • İstanbul’da kahvaltı bazlı aramalarda Üsküdar, Rumelihisarı ve Yeşilköy bu ay ilk üç sırada yer alıyor. Eve sipariş aramalarında ise Taksim’i Gültepe ve Ataşehir takip ediyor.

Bu ay yapılan aramaların yüzde 37’si iki kişilik ortalama 20-50 TL fiyat aralığındaki yemek bedeli kategorisinde yapılmış.

 

***

 

7 ÖNERİ / 7 yorum

 

» ÖNERİ: Ferdi Baba- Alaçatı/ İZMİR

yorum: Balık mezelerini yemeden ayrılmayın.

» ÖNERİ: Eşraf Lokantası- Florya/ İSTANBUL

yorum: Domates dolması özel bir lezzet.

» ÖNERİ: Pepa Börek- Pendik/ İSTANBUL

yorum: Patatesli Boşnak Böreği nefis.

» ÖNERİ: Limoncu Moda- Moda/ İSTANBUL

yorum: Vişneli limonatasının tadı damağınızda kalacak.

» ÖNERİ: Tarihî Taş Mektep- Beypazarı/ANKARA

yorum: Beypazarı Sarmasını bilen bilir.

» ÖNERİ: Therapia Balık- Tarabya/ İSTANBUL

yorum: Balık pastırması ve lakerdası denenmeli.

» ÖNERİ: Kebapçı Yusuf Usta/ MARDİN

yorum: Fıstıklı ve cevizli kebap ile ayranı süper.

[email protected]

Twitter: @yiyosiciyos

Facebook: yiyosiciyosyaziyos

İnstagram: yiyosiciyosyaziyos

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Reha Tartıcı

Reha Tartıcı