
Dolar ne kadar güçlenecek
Amerikan Doları yeni yılın ilk işlem gününe hızlı başladı. Ve diğer para birimleri karşısında değer kazandı ve son 11 yılın en üst düzeyine yükseldi.
Peki, dolar niye güçleniyor ve bu gücünü sürdürebilir mi, sorusu hemen akla gelebilir. Soruyu cevaplayalım; dolar 2015’e güçlü başladı çünkü Amerikan ekonomisinin temel göstergeleri ve teknik koşullar dolara destek veriyor. Bu arada Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin bir Alman gazetesine yaptığı açıklamalar yine dolara ilave destek getirdi. Çünkü Draghi, devlet bonosu almaya başlayacaklarını duyurdu. Böylece Draghi’nin Amerikan ve İngiliz Merkez Bankaları’nın uygulamalarını artık örnek aldığını söyleyebiliriz. Yani Draghi parasal genişlemeye ağırlık verecek. Çünkü Avrupa’da fiyatlar geriliyor. Draghi, fiyatların gerilemesinin ekonomiye enflasyondan daha fazla hasar verdiğini ileri sürüyor.
İşte Draghi’nin bu açıklamalarının ardından hafta sonunda euro/dolar paritesi 1.2001’e kadar geriledi. Böylece Goldman Sachs yatırım bankasının daha önce size açıkladığımız parite tahminlerinin tuttuğunu söyleyebiliriz. Yine Goldman Sachs’ın tahminlerine göre; 2015 yılı sonunda euro/dolar paritesinin 1.15, 2016’da 1.05, 2017’de 1.00 olacağını belirtelim.
Gelelim Türkiye’ye…
Hafta sonunda Merkez Bankası kısa vadeli döviz mevduat hesaplarının munzam karşılıklarını artırdı. Böylece döviz hesaplarının maliyetlerini çoğalttı. Tabii bu arada aldığı tedbirlerin döviz rezervlerini 3,2 milyar dolar çoğaltacağını söyledi.
Hemen belirtmekte fayda var. Sıcak para girişine karşı alınan bu tedbirler geç kalmış tedbirler. Merkez/in 2014 yılı sonunun iki haftasında altın dâhil rezervleri 132,8 milyar dolardan 126,4 milyar dolara geriledi. Yani Merkez’in 15 günde tam 6,4 milyar dolar rezerv kaybı oldu. Bundan sonra gerek Amerikan Merkez Bankası’ndan faiz artırımı beklentisi gerek Avrupa Merkez Bankası’nın parasal genişlemesi dolara olan talebi çoğaltacak.
Anlayacağınız bu gidiş doların yükseleceğini ve gücünü sürdüreceğini bize gösteriyor.
***
Engin Ardıç, “mesclun”ü “masculin” sanınca neler oldu
Cem Uzan’ın yanındayken popülist milliyetçi, bugünün Hilafetçisi, Engin, yakında kırbaç cezası, recm cezası gelsin derse hiç şaşırmayın. Cem Uzan’ın Star gazetesinin 9 Kasım 2002 tarihli nüshasında dönemin siyasetçilerine orço Abdullah, pezo Vecdi, hibino Recep, beşlik Bülent, tekerlek Abdüllatif gibi sıfatlar takan, herkesin karısına, kızına taciz yazıları yazan paralel Engin Ardıç hesabı ödemeden kaçmaya çalışıyor. İltica planları yapıyor.
Şimdi gelelim Engin’in olayına…
Engin, İstanbul’da gittiği bir lokantada salata mönüsünde yer alan mesclun’ü, masculin sanıp ertesi gün köşesinde “bu ne biçim lokanta salatanın erkeği dişisi mi olur” diye lokantaya verip veriştirir. Tabii lokanta sahibi gazetenin yayın yönetmenini arar, mesclun ile masculin arasındaki farkı bilmeyen bu cahil adama niye köşe verilip yemek yazısı yazdırıldığını sorar. Yönetmen, 4857 sayılı yasanın 30. maddesi gereği özürlü kontenjanından köşe verildiğini söyler. Özürü sorulunca demans olduğu belirtilir. Hukuki sorumluluğu olmadığından cahil cesaretiyle Engin, Balkan Savaşlarından süne zararlısına kadar her konuda kalem oynatır. Bildiğiniz gibi bir ara TKP’li eski tüfeklerden emekli işçi Boz Mehmet için “milyoner işadamı işçileri kandırıp ücretlerini vermezdi” diye yazınca TKP’liler maillerle gazetenin bilgisayar sistemlerini bloke ederler. Bunun üzerine yayın yönetmeni 30 Ağustos 2010 tarihli yazısında “özür benden” diyerek Türkiye Komünist Partisi (TKP)’den özür dilemek zorunda kalır.
İşte hastalığı tedavi kabul etmeyen Engin önceki gün Mehmet Akif’i kendisi gibi Hilafetçi ilan etti. Hâlbuki, Mehmet Akif, İttihat ve Terakki Partisi üyesi, Teşkilat-ı Mahsusa elemanı ve Kurtuluş Savaşı’nı desteklediği için Halife Sultan tarafından işinden atılıyor. Ve Ankara’ya kaçıyor. Mustafa Kemal, Burdur milletvekili olarak TBMM’ye katılmasını sağlıyor. Mehmet Akif, halkı işgale karşı harekete geçirmek için nasihat heyetlerinde yer alıyor. Ve Engin’in kaldırılmasını istediği İstiklal Marşımızı yazıp, Türk ordusuna ithaf ediyor.
Hemen belirtelim, Mehmet Akif, senin gibi İslamcı değil Engin Ardıç. Akif Müslüman. Çünkü İslamcılık, sütle sütçü arasındaki ilişkiye benzer. Senin gibi İslam ticareti yapmıyor Akif, kaldı ki İslamcı olsaydı İkinci Meşrutiyet döneminde İslamcılık siyaseti ve onun partisi zaten vardı, onlara katılırdı. Hâlbuki Mehmet Akif, Halife Sultan’ın idam cezasına çarptırdığı Mustafa Kemal, Halide Edip, Ali Fuat Paşalar ile birlikte senin karşı çıktığın Kurtuluş Savaşı’na katılıyor.
Neyse gelelim asıl konuya, Engin Avusturya’da televizyon izlerken Gezi olaylarını görünce devrim olduğunu düşünüp çok korkmuş. Ve iltica planları yapmış. Bin bir garantiyle ülkeye döndürüldükten sonra şimdi “korkmadım, endişelendim” diyor. Doğruyu söyle; Avusturya’ya iltica etmeye kalktın mı kalkmadın mı?
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz: