Salı , 26 Mayıs 2015
Anasayfa » Yazarlar » Balıkçı vekilini arıyor
Balıkçı vekilini arıyor

Balıkçı vekilini arıyor

Bu hafta sütunumu çoğunluğunu balıkçı olan 17 bin üyesi arasında akademisyenlerin, gazetecilerin ve STK temsilcilerinin yanı sıra Bakanlık bürokrat ve denetçilerinin de bulunduğu Profesyonel Balıkçılar Forumu’a bırakıyorum. Forum yönetimi genel seçim arifesinde bir mektup kaleme aldı. Gelecek dönem ülkeyi yönetmeye aday partilere soruları var:

Haziran 2015 Genel Seçimi’nde başarılar dileriz. Halkın oyuna başvuruyorsunuz, cümlemize hayırlı ve uğurlu bir seçim olsun dileriz.

Biz üç tarafı deniz ve her köşesinde akarsuları ve gölleri ile bir deniz ülkesi olan Türkiye’nin balıkçılarıyız. Hâlâ yabandan avlanan, dolayısıyla doğal ya da organik diye etiketlemeye gerek olmaksızın gerçek gıda olan balığın avcılarıyız.

Mensubu olduğumuz bu topluluk 17.000 adet ruhsat altında faaliyet gösteren yaklaşık 150.000 kişiden oluşmaktadır. Bu topluluğun yüzde 95’i 12 metre ve altında kayıklarda çalışmaktadır. Avcılık usulü olarak geleneksel ve av tonajı bağlamında küçük ölçekli avcılık yapmaktayız.

Geleneksel dememiz sizi yanıltmasın, dünya otoritelerince geleneksel usullerle balıkçılık ekolojiye saygılı ve kaynakları koruyan tek usul sayılır. Yani sürdürülebilir olan usuldür. Modern tabir edilen ve radar ile sonarların desteğine rağmen seçici olmaktan uzak, bugün hamsiden lüfere tüm su ürünlerinin azalmasında önemli yere sahip aşırı avcılığın kaynağı büyük boyutlu balıkçıların sebep olduğu zararlara asla neden olmayız.

Küçük ölçekli avcılığımız da aynı şekilde, tek sürdürülebilir av tonajını tarif eder. Stok ölçümlerinin henüz tamamlanmadığı ülkemizde rakamlarla ispatı her ne kadar güçse de, lüferin ve palamudun yok oluşuna dair yapılan kampanyalar ve GTH Bakanlığı’nın yürütmeye koyduğu yeni kanunlardan da anlaşılacağı üzere sucul kaynaklarımız özenle korunmak ve dikkatle değerlendirilmek noktasındadır. Küçük ölçekli avcılık kimilerince verimli ya da kârlı görülmüyorsa da, geleceği düşünenlerin, yarının sorumluluğunu taşıyanların usulüdür

Mensubu olduğumuz bu işkolu ve çalışanları uzun yıllardır derin bir uçurumun kenarındadır. Azalan kaynakların, artan yaşam maliyetinin ve güçsüz örgütlerden oluşan bir üçgenin hapsindeyiz. Düşünün ki hala bir meslek olarak dahi tanınmıyor zanaatımız.

Bu nedenle, seçimler öncesi sizlere sormak istedik:

  • Sucul kaynakların korunması gerek AB ve gerekse de FAO’nun gündeminde olan bir mevzuudur. Sucul kaynaklarımızın korunması, avcılığının bu canlı hayata zarar vermeden ve sürdürülebilir kılınması bağlamında genel politikanız nedir, seçilmeniz halinde nasıl uygulanacaktır?
  • Balıkçının sosyal haklarını edinmeleri için bir gayretiniz olacak mı? Olacaksa neler yapmayı planlıyorsunuz?
  • Kooperatifler kanunu küçük ölçekli balıkçılığın ihtiyaç duyduğu yapılanmayı sağlamaktan uzaktır. Bu konuda iyileştirmeye yönelik bir öneriniz var mı? Varsa nelerdir?
  • 1971’de yazılmış ve herkesin eskidiği hususunda hemfikir olduğu 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’nun yenilenmesi yıllardır gündemde olup halen gerçekleşememiştir. Sizin bu kanuna dair bir çalışmanız var mıdır? İyileştirmeye yönelik önerileriniz neler olacaktır?

Bu sorularımıza cevap alabilmemiz bizler için yaşamsaldır. Seçim döneminin ortak geleceğimiz adına önemli cümlelerin sarf edileceği bir dönem olacağına inanıyoruz.

Bu mektup üç hafta önce her bir siyasi partinin İstanbul il başkanlıklarına iletildi. Henüz cevap yok.

Haftaya balığa dair sorulara ne kadar cevap alabiliyoruz, balığı, balıkçıyı muhatap alıp cevap oluşturan var mı sorular karşısında… devam edeceğiz.

[email protected]

 

*

Not:

Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://arsiv.taraf.com.tr

Etiketler:

Hakkında Defne Koryürek

Defne Koryürek