Taraf Gazetesi Düşünmek Taraf Olmaktır
2016 yılında ABD Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Parti’nin adayı kazanacak.
Cumhuriyetçi Parti kulislerinde 2016 aday adayları arasında geçen isimler arasında eski adaylardan Mitt Romney var. Mormon aday Romney’nin şansı yok. Hatta o kadar yok ki, esas aday Jeb Bush, Romney ile görüşüp ‘gel bu sevdadan vazgeç, boşuna oyları bölme’ diyecek. Eski Başkan George W. Bush’un erkek kardeşi Jeb Bush için esas aday diyorum çünkü Amerikan siyasetinde Bush hanedanlığının karşısında durmak zor.
Demokrat Parti’nin adayı kim olursa olsun (ister Başkan Yardımcısı Joe Biden –ki umarım fikrini değiştirir– ya da eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton), Bushlar’a dayanmaları zor.
Ama seçimleri bir Cumhuriyetçi Parti adayının kazanacağına emin oluşumun asıl nedeni Başkan Obama’nın çarşamba günü yaptığı Birlik’e Hitap konuşması. Geriye kalan iki yıllık görev süresi boyunca hiçbir icraatı tamamlama şansı olmayan Obama, konuşmasını Amerikan ekonomisine odakladı. Obama’nın isabetli ama Robin Hood tarzı yaklaşımı tabii ki Kongre’den geri tepecek. Kongre ve Senato’da çoğunluğa sahip muhalefet partisi tabii ki seçimlere iki yıl kala Başkan’ın başarılı icraat yapmasına izin vermeyecek.
Obama başkanlığı boyunca iç siyasi politikasını vatandaşlarının ekonomik eşitliğine odaklamış ender başkanlardan. Sağlık yasası reformu, göçmenlik yasası reformu, zenginlerden daha fazla, orta sınıftan daha az vergi alma, gençlere iki yıl ücretsiz üniversite eğitimi verme siyaseti hep bu ekonomik eşitlik temennisinin bir parçası.
“Gelecek 15 yıl içinde ve sonrasında kim olmak istediğimizi seçmek bize bağlı. Sadece birkaçımızın çok başarılı olduğu bir ekonomiyi mi kabul edeceğiz? Yoksa çaba gösteren herkese fırsat sağlayan, gelirin toptan yükseldiği bir ekonomi mi istiyoruz?” dedi Obama çarşamba günkü konuşmasında.
Bu kararı Amerikan halkının vermesi gerekiyor. Ama tüketici toplumu Amerika’da halk Obama’yı tüketti ve yerine gelecek taze avını bekliyor. Bu taze av ne kadar farklı olursa o kadar çekici olacak. Tuhaf bir toplum psikolojisi ama ille de partinin de değişmesi gerekiyor.
Geçen altı yıla bakıldığında Obama Amerikan iç siyasetinde tarihe geçecek icraatlar yaptı. Sağlık reformu mesela. Daha önce hiç sağlık sigortası olmayan 10 milyon insan plan çerçevesinde sağlık sistemine dâhil edildi. Özel sağlık sigortalarının mecburi kapsama alanı genişletildi. Akıl sağlığı, bağımlılık, kronik hastalıklar da sigortalar tarafından karşılanır hâle geldi. Hasta vatandaşların sigorta kapsamından çıkarılmaları da artık yasak. Anne babalar çocuklarını 26 yaşına kadar kendi sigortalarına dâhil edebilecek. En az 50 çalışanı olan her işyerlerine çalışanlarına sigorta sağlamak zorunluluğu getirildi.
Devrim gibi bir şey!
Göçmenlik yasası da öyle. Bir şekilde bu memlekete gelmiş ve yıllarca diş tırnak demeyip çalışan, çocuklarını okutan kaçak göçmenlerin topluma entegrasyonu sağlanacak yeni yasa ile.
Amerika’yı sosyal hizmetlerde daha eşitlikçi olan Avrupa standartlarına çıkaracak yasalar, ekonominin 2008’den bu yana gösterdiği yavaş ama istikrarlı düzelme gözardı ediliyor yine de. Çünkü parası olanın düdüğü çalıyor memlekette.
Oxfam’ın raporuna göre 2016 yılına gelindiğinde dünya nüfusunun yüzde 1’i geriye kalan yüzde 99’undan daha fazla gelire sahip olacak.
Şaka gibi ama gerçek.
Davos toplantılarında ekonomik eşitsizlik gündeme getirilecekmiş.
Merak ediyorum, toplantılara katılmak için ödenen standart harcın 70 bin dolar olduğu Davos forumunda yoksulluğu zenginlere anlatmak ne kadar mümkün olabilir?
*
Not:
Geçmiş yazılara şu linkten ulaşabilirsiniz:
