
Kılıçdaroğlu: ‘Erdoğan en büyük yalancı, Davutoğlu da en çapsız başbakan’
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kabataş yalanında ısrar ettiğini” belirterek, “En büyük yalancı kaçak sarayda oturuyor” dedi. Kılıçdaroğlu, Ahmet Davutoğlu’nun da Türkiye’nin gördüğü en çapsız başbakan olduğunu söyledi.
Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemindeki konuları ele aldı. Kılıçdaroğlu özetle şöyle konuştu:
DENİZ GEZMİŞ
10 Mart 1972 demokrasi tarihi açısından çok önemli bir gün. Bugün Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına idam kararı verilen gün. Onları unutmadık. Devrimci mücadelelerini unutmayacağız.
İdam sehpasına yürürken inançlarından kıl payı kadar bile ödün vermediler.
Biz de ilk kez 1921 yılında kadınlar günü kutlandı. Buradan bütün kadın kardeşlerime sesleniyorum. Size seçme ve seçilme hakkını veren CHP’dir.
CHP insanı insan olarak bilir, insan hakkını sonuna kadar savunur.
Kadınlara sesleniyorum, sizin demokrasi hakkınızı savunmak benim namus borcumdur.
KAÇAK SARAY
12 yılda 7127 kadın öldürüldü. Bunların dünyası çıkar üzerine inşa edilmiştir. Ne dediler? ‘Kabataş’ta bir kadın var başörtülü. 80-100 erkek bu kadına şiddet uyguladı’. Sözde Kabataş olayıyla ilgili utanmadan sıkılmadan yalan söylüyorlar. Bu nasıl bir hükümettir ki, 80 kişinin saldırdığı bir olayda failleri yakalayamıyor? Hayatları yalan. Bunların hayatı ve söylemleri yalan üzerine inşa edilmiştir. En büyük yalancı da Kaçak Saray’da oturmaktadır. Başbakan ‘araştırın’ dedi. Cumhuriyet çok büyük bir gazetecilik görevi yaptı.
KABATAŞ YALANI VE EN BÜYÜK YALANCI
Kabataş yalanına inanan AKP’li kardeşlerime soruyorum, nasıl oluyor da hala failleri bulunamıyor? Utanmadan, sıkılmadan hala Kabataş’ı gündeme getiriyorlar. Çünkü bunlarda ar damarı yok. Kabataş yalanı açıkça ortaya çıktı. En büyük yalancı da Kaçak Saray’da oturuyor.
Şanlıurfa’ya gittim, 6 metrelik odada 9 çocuk yatıyor. Yanında da anneleri. O tabloyu oluşturan iktidarın adı AKP hükümetidir. Ne adaleti vardır, ne kalkınması. Neymiş sağlıkta devrim yapacakmış.
Ayakkabı kutularında devrim yaptı onlar. Kul hakkı nasıl yenir orada devrim yaptı bunlar. Biz bunların hepsini biliyoruz. Bu gerçekleri herkesin bilmesini istiyoruz. Artık bu partiden Türkiye’nin kurtulma zamanı gelmiştir. Türkiye’nin vicdanı AKP’yi kabul etmiyor artık.
BEBEK ÖLÜM ORANI ARTTI
Ne zaman sağlıkta bir derdin olsa elini cebine atıyorsun. Alo 182 arıyorsun para kesiliyor, doktora gidiyorsun kesiliyor, ilaç alıyorsun kesiliyor. Ayakkabı kutularında kesilmiyor, orada istifleniyor. Bunların yaptığı sağlıkta dönüşümün faturası nedir? 69 yıldır ilk kez bebek ölüm oranı arttı. 2013’te 7,8’e yükseldi. Kendilerine kaçak saray yaptıracaklarına Şanlıurfa’ya hastane yaptırsalardı bu tabloyla karşılaşmazdık.
TÜRKİYE’DE İLK GAZETE 255 YIL SONRA YAYINLANDI
Matbaa 1439 yılında icat edildi Gütenberg tarafından. Osmanlı’ya gelişi 287 yıl sonra oldu. Gazeteye bakalım. İlk gazete 1605’te yayınlandı. Türkiye’de ilk gazete 255 yıl sonra yayınlandı. Cumhuriyeti kuranların acelesi vardı, o yüzden bu farkı kapatmaya çalıştılar.
AKP İKTİDARI CARGILL’İN ÖNÜNE YATMIŞTIR
Cumhuriyetin hemen ardından şeker fabrikaları kuruldu. Ama şeker fabrikaları kapatıldı. Neden? Nişasta bazlı şeker üretmek için. 2014’te 996 bin ton şeker ithal edildi. Sen benim ülkemdeki fabrikaları kapatıyorsun, işçileri çıkarıyorsun ve dışarıdan şeker getiriyorsun. Bunun adına da AKP’nin ekonomi politikası denecek. Batsın senin projen. Engelliyorlar, kota koyuyorlar, şeker pancarı ekmeyeceksin diyorlar. Şekeri pancardan üretebileceğimiz halde dışarıdan mısır alıyoruz.
CHP’nin iktidarında hiçbir şeker fabrikası özelleştirilmeyecek. Açık ve net. Hani diyordu ya ‘Her türlü milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık.’ Milliyetçilik o değil. Senin ülkende çiftçi üretecek, işçi çalışacak. Her evde huzur olacak. Yapabilir misin bunu? Yapamazsın. CHP yapar.
Nişasta bazlı şeker insan sağlığı için de zararlı. İngiltere ve Fransa’da yasak. Avrupa ortalaması yüzde 5. Türkiye’de yüzde 15. AKP iktidarı Cargill’in önüne yatmıştır. AKP’nin ürettiği bütün politikalar çökmüştür. AKP artık Türkiye’yi yönetme aczine düşmüştür.
HAKAN FİDAN VE EN ÇAPSIZ BAŞBAKAN
Biri diyor ki ‘istifa et, seni milletvekili yapacağım’ diyor. Öbürü ‘eğilim yoklaması yapacağım’ diyor. Yine görevine dönüyor. Orası senin babanın çiftliği mi? Hakan Fidan’ın geriye dönüşü doğru değildir. Etkisiz eleman denir ya, etkisiz eleman bir başbakan var. Gelmiş geçmiş Türkiye’nin en çapsız başbakanı. Ekonomide biz kriz bekliyormuşuz.
Biz kriz lafını özellikle ağzımıza almamaya çalışıyoruz. Davutoğlu ekonominin e’sini bilmez. O konuşuyor, arkadan abisi konuşuyor. Açık çağrı yapıyorum, çıkın karşıma. Kaçak güreşmek benim kitabımda yoktur. Abisinin ailesini de alabilir yanına. Hep beraber gelsinler. Arkalarına istiyorlarsa ayakkabı kutularını da alabilirler. Dolar bolken ülkeyi yönetmek kolaydı. Amerikan merkez bankası ucuz dolar dönemini kapatacağım dedi.
EKONOMİ KIRILGAN HALDE
Ertesi gün Türkiye 5’li kırılgan ekonomi haline geldi. Sormak lazım, ekonomi o kadar güçlüydü de Türkiye ekonomisi nasıl kırılgan hale geldi. Sanayi üretimi düştü. Davutoğlu’nun bunlardan haberi yok. Hayal aleminde yaşıyor. Kuş gibi uçuyor, ayakları yere basmıyor. Bu sanayi üretimi neden düştü? Senin izlediğin ekonomi politikasından düştü. Bir devlet akılla yönetilir. Palavrayla yönetilmez. Yılbaşından 9 Mart’a kadar TL’deki devalüasyon yüzde 11,4. Kim yaptı bunu? Kim yönetiyor bu ülkeyi? Endonezya’da 5,3. Meksika 4,7, Bizden daha büyük kaybı olan yok. Borsa da 5,9 değer kaybetti. Diğer ülkelerin tamamında borsalar yüzde 5 değer kazanmış. Tek kaybeden Türkiye.
BAŞBAKAN’A ‘KAPATMA’ YANITI
Ben Davutoğlu’na adam gibi bir öneri yapıyorum. Sen darbelere karşı mısın, karşı olduğunu söylüyorsun, siyasi partilerin kapatılmasının temel nedeni fiili kapatılmasına yol açan yüzde 10 seçim barajıdır, sen eğer darbelere karşıysan, sen eğer demokrasiden yanaysan, sen eğer 12 Eylül dönemindeki darbe yasalarını savunmuyorsan, gel, yüzde 10 seçim barajını kaldıralım, bununla ilgili anayasa değişikliğini de yapalım, sözüm söz, sözüm namus sözüdür. Gelir mi, gelmez…
“SALI GÜNÜNÜ BEKLEYİN”
Davutoğlu’na soruyorum. Gazetecilerden de rica ediyorum: Davutoğlu’nu gördükleri ilk yerde sorsunlar. 77 milyon fişlendi mi fişlenmedi mi? ‘Fişlenmedi’ derse Salı gününü bekleyin.
AJANSLAR