
Demirtaş’ın bu röportajı TT oldu… ‘PKK gerçek ben de Kürdüm’
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş FOX TV’de gündeme ilişkin gazetecilerin sorularını cevapladı. Fatih Portakal’ın hazırlayıp sunduğu programda gazeteciler Demirtaş’tan çözüm sürecinde gelinen noktayı değerlendirmesini istedi. Demirtaş, Fatih Portakal, Doğan Şentürk, Tülay Öçten, İsmail Küçükkaya ve Sedat Bozkurt’un sorularını yanıtladı.
FOX TV ekranlarında Fatih Portakal moderatörülüğünde gazetecilerin sorularını yanıtlayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, biz izleyicinin “Aslında kendisini çok beğeniyorum. Çok da dikkatle takip ediyorum ama yine de bir tarafım güvenmiyor. Çünkü Öcalan soyadının geçtiği bir adayları var.” ifadeleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ben ve eş başkanımız Figen hanım Türkiye’nin her tarafına gitmeye çalışıyoruz. Doğru anlatmaya çalışıyoruz, 550 adayımız bunu anlatmaya çalışıyor. Şu hissiyattan kurtulsun herkes artık, ‘Biri gelecek bizi kurtaracak ama kimdir bu bilemiyoruz’ Güvenmeyin ya, bana da güvenmeyin. İlkelere güvenin ilkelere. İlkeler kalıcı hale gelmeden biz de aldatabiliriz insanları. İnsanlık halidir, biz de yanlış yapabiliriz.
“PKK BİR GERÇEKTİR VE BEN DE KÜRDÜM”
Evet, PKK bir gerçektir ve ben de Kürdüm. Ve ben de Kürt hareketinden geliyoruz. Fakat bu bir dezavantaj olmak yerine avantajdır. Benim partim PKK üzerinde bir etkiye sahipse bu bir avantajdır dezavantaj değil. Ben bunları konuşsam zaten beni başka partilerin başına getirmezler. Bu partideyim diye bunları söyleyebiliyorum. Beni var eden HDP’dir. Bana bunları söyleten HDP’dir. Bizim başarımız silahların devre dışı kalmasını kolaylaştırır. Bizim başarımız Türkiye’de barışı kolaylaştırır. *** Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiğinin tersine ortada hem fiziki anlamda hem de siyasi anlamda bir masanın bulunduğunu söyleyen Demirtaş, müzakereler için de oy getirmediği için donduruldu yorumunda bulundu. İşte Demirtaş’ın açıklamalarından bazı satır başları; “Kişiler rakip değil aslında parti programları rakiptir. Bunu bizler genel başkanlar olarak halka anlatmakla mükellefiz. Sayın Cumhurbaşkanı, yakın zamanda parti kimliği bulunan bir isimdi. Bu gerçek; ancak elbetteki Sayın Cumhurbaşkanı bizim muhatabımız değildir. Kendi kendini zorla muhatap etme gayreti var. Muhalefet partilerini eleştiriyor, zaman zaman da hakaretlere varan sözler sarf ediyor. Biz de mecburen cevap vermek zorunda kalıyoruz. Siyaseten aslında bizim muhatabımız değil!
“SİYASETEN DE FİZİKEN DE MASA VAR”
Masa fiziken de siyaseten de var. Çözüm süreci masası dediğimiz, Sayın Cumhurbaşkanı’nın kabul etmemesine rağmen bu masa var. Bu masada Türkiye’nin 100 yıldır canını yakan, demokrasi sorunuyla da doğrudan bağlantılı, Kürt insanının inkarına dayalı bir sorunun çözümü için kuruldu masa. Oradaki tartışmalarla da bitmeyecek. Eğer orada bir mutabakata varılırsa bu parlamentoda çözülecek.
“AK PARTİ’NİN Kİ SEÇİM TAKTİĞİ”
Halen Türkiye kamuoyunun bu barış sürecinin arkasında olduğuna inanıyorum. AK Parti, Dolmabahçe mutabakatının kendilerine oy getirmediğini düşünüyor. Büyük bir oy patlamasına yol açmıyor. Bunu gördüler. Sonra da Sayın Cumhurbaşkanı biz neden bu mutabakatın arkasında duralım diye fitili ateşleyerek, AK Parti sözcüleri de bunun arkasından gelerek bir seçim taktiği çıkarmaya başladılar. Biliyorsunuz çözüm süreciyle ilgili bölümün, matbaaya giderken düştü diyerek çok ciddiyetsiz bir yaklaşım sergiliyorlar. Parti olarak girip barajı aşarak, özgürlükçü bir anayasa konusundaki kararlı tutumumuzu görünce bu tutumu sergilediler. Toplum bundan ne kazanacak çok hesap etmediler. Umurlarında da değil zaten. Başkanlık sistemi, Erdoğan’ın etrafında kenetlenerek Türkiye’nin ihtiyaçlarına bakmadan tek adamlı bir süreç götürmeye çalıştılar. Biz de buna karşı çıktık. Biz barış sürecini, birileri çıksın başkan olsun diye yürütmüyoruz. Bu sürecin içerisinde bulunurken, birileri de çıksın da başkanlık yürütsün istemedik. Bunu karşılamayacaksa bu süreçten biz ne anladık diyeceğiz.
“BARIŞ SÜRECİNİ ELİNDE REHİN TUTARAK…
” Sayın Cumhurbaşkanı, süreci kentine yontup oradan güç devşirip, oradan aldığı güçle, tırnak içerisinde belirtiyorum barış sürecini elinde rehine tutarak, ben başkan olursam barış süreci olur, barış gerçekleştirir, beni başkanlık yaptırmayacaksanız bu barış süreci ilerlemez diyorsanız, evet biz seni başkan yaptırmayacağız.
“SÜRECİN DONDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUZ”
Biz hala çok değer veriyoruz. AKP’ye oy verenlerde dahil 77 milyon insanın ihtiyacı olan bir mevzudan bahsediyoruz. Barış ve özgürlük herkesin hakkıdır. Sayın Cumhurbaşkanı istemiyor diye istemeyecek değiliz. Biz çözüm sürecinin seçimlere kadar donduğunu düşünüyoruz. Seçimlere kadar bir adım atılmayacağı ortada. Seçimler sonunda ortaya çıkan tabloya AK Parti kendini gözden geçirecektir. Biz her ne şart olursa olsun demokratik, barışçıl silahsız çözümün tarafı olacağız. Barajı aşsak da aşmasak da siyasi ilkemiz budur.
“ÇATIŞMA POTANSİYELİ HER ZAMAN VAR”
Silahların gölgesinde siyaset yapılmasın iddialarını dolaştıracaklarını keşke bu süreci yerine getirseydiler. En nihayetinde dağda elinde silahlar varken bu ülkede de ordu varsa, tümüyle bu silahlar ortadan kalkmadıysa bu tehlike her zaman vardır.”