Cumartesi , 4 Nisan 2015
Anasayfa » Kültür ve Sanat » Renksiz ve hareketsiz fotoğraf gibi
Renksiz ve hareketsiz fotoğraf gibi

Renksiz ve hareketsiz fotoğraf gibi

İsveçli yönetmen Roy Andersson’un renksiz ve soluk renklerin hâkim olduğu filmler, rengini İsveç’in doğasından alsa da, muzip yanını yönetmenin doğasından aldığı kesin. Andersson, zıtlıkların ortaya koyduğu trajikomik halleri anlatıyor. O’nun absürt nitelikteki filmleri, zihnin ve hayal gücünün sınırlarını zorlayan bakış açısını yansıtıyor. Çizdiği karakterler yaşamla ölüm arasında bir noktada. Yüzleri bembeyaz, suratları ifadesiz, bizden çok uzak minimalist bir dünyada yaşıyor gibiler. Her şeyi basitçe yaşıyorlar. En vahim durum bile sıradan bir nüans gibi geçiyor onun filmlerinde. Kapitalist dünyanın içine kapanmış, tepkisiz insanlarına bir tepki gibi filmleri. Ayaklarını sürüyerek yaşadıkları hayat, ölümden farksız. Ağladıkları, çırpındıkları zaman bile ruhsuzlar. Oysa bunları bize gösteren yönetmen Andersson, kapitalist dünya için reklam filmleri çekiyor ve zıtlığın birliği burada da gösteriyor kendini.

HUZURLARINIZDA ÜÇ ÖLÜM ŞEKLİ

Andersson, kalabalık olmayan filmografisine bu yıl yeni bir film ekledi. Kapitalist dünyanın ruhları bedenlerinden çekilmiş mutsuz insanlarını anlattığı ‘Yaşayanlar’ üçlemesinin üçüncüsü olan İnsanları Seyreden Güvercin serinin diğer filmleri İkinci Kattan Şarkılar ve Siz, Yaşayanlar’la aynı tonlara sahip bir film. İnsanları Seyreden Güvercin, ölüm üçlemesiyle açılıyor. Üç farklı ölüm şekli gösteriyor bizlere yönetmen. İlki basitçe, ikincisi trajik, üçüncüsü ise haince. Ve hepsini bir dala tüneyen güvercinin insanları izlediği gibi izliyoruz.

HAREKETSİZ AMA ETKİLEYİCİ BİR YAPIM

Birbirlerinden başka dayanakları olmayan Jonathan ve Sam adlı iki satıcı, insanlara şaka oyuncakları satıyor. Fakat hem müşterileri hem kendileri o kadar başarısız ve mutsuzlar ki, ‘insanları eğlendirmek’ isteseler de bunu başarmaları pek mümkün görünmüyor. Her bir kare renksiz ve hareketsiz bir fotoğraf gibi. Ancak pek çok hareketli filmde olmadığı kadar etkileyici. Yönetmen, bu etkiyi sahne sahne büyük bir titizlikle işliyor. Seyyar satıcılar dolaşırken rastladıklarımız insanlığın intihar edişi sanki. Filmde pek çok kez duyduğumuz “İyi olduğunu duyduğuma sevindim” repliği, onu dile getiren kişiler ve sahneler açısından bakıldığında tam bir absürdlük örneği. İnce ruhlu, kırılgan Sam’in gördüğü kâbusun ardından ‘Kendi zevkin için insanları kullanmak kötü bir şeydir’ repliği ise insanlığa haykırış gibi. İnsanları Seyreden Güvercin mutlaka izlenmesi gerekenler kategorisinde bu haftanın kaçırılma- yacakları arasında yerini alıyor.

ESRA KARATAŞ