Yazımı yazmaya çalışacağım; Cihangir’den Beşiktaş’a ulaşmanın imkânsızlığını gördükten sonra… Kapımın önünde yüzlerce polis… Sıraselviler’e çıkan tüm sokaklar barikatlarla kapatılmış, gazete almaya bile gidemiyorsun. Kaç sıkıyönetim, kaç darbe yaşadım, böylesini görmedim. Apaçık görülüyor ki, siyasal iktidar çatışmadan yarar umuyor. Ama, Beşiktaş’a ulaşabilen partililer, işçiler ve sivil toplum kuruluşlarının aklı-selim yolundan gidecekleri anlaşılıyor. Gözüm, kulağım televizyonda, twitter’da… Sanatçı arkadaşlardan Beşiktaş’a ulaşabilenler ... Devamını Oku »
Etiket Arşivi: vecdi sayar
Sınırları aşmak
Dün, sanatçı arkadaşlarımız Çağlayan Adliyesi’ndeydi. Berkin Elvan’ın katillerinin bulunması için çağrıda bulunan bir videoda yer aldıkları için haklarında açılan davada savunma yapmak ve kendilerine yönelen linç kampanyasına ilişkin suç duyurusunda bulunmak için… Çağlayan’da yanlarında olamadım, çünkü 26. Ankara Uluslararası Film Festivali’nin açılışı nedeniyle Ankara’daydım. İstanbul’da olduğu gibi burada da sanatçılar ‘sınırları aşmak’tan cezalıydı. Tüm belgesel ve kısa filmler için ... Devamını Oku »
Sansürlü yıllar
Ankara’da geçen çocukluk yıllarımda, sanat deyince önce tiyatro gelirdi aklıma, sonra sinemalar, sergiler… Şimdi bakıyorum da, gençlerimizin hayatında bunların yeri yok, ya da yok denecek kadar az. Moda deyimle, sanat sözcüğünü ‘satın almıyor’ yeni kuşaklar. En çok, bilgisayar oyunlarıyla, yeni çıkan telefonlarla ilgileniyor; televizyon ‘star’larının hayat hikâyelerini takip etmekle yetiniyorlar. Marka olmayan bir şeyin değeri yok, onların nezdinde. Sanat ... Devamını Oku »
Sanata ne gerek var
Günümüz Türkiye’sinde sanata verilen değerden söz açmak istiyorum bugün. Siyasetle uyanıp, siyasetle yattığımız şu günlerde, sanatı unutmayacağız elbette. Unutmamamız için nedenlerimiz var… En başta, bu yıl 34. yaşına basan Film Festivalimiz… İlk günlerde izlediğim filmlerden birkaçına değinmek isterim. Vasat bir açılış filminin, Küba yapımı “Hal ve Gidiş”in ardından gelen “Postacının Beyaz Geceleri”, Andrey Konçalovski’nin eski günlerdeki başarılarını anımsatan bir çalışmaydı. ... Devamını Oku »
Seçimlerimiz
Önceki akşam, PERA FEST’in son etkinliklerinden birinde, ‘seçimlerimiz’i tartıştık. Tiyatro Hal’in sahnelediği “Kırmızı” adlı oyunun yazarı ve (Güney Zeki Göker’le birlikte) yönetmeni Iraz Yöntem, içinde yaşadığımız bu şiddet ortamında, direncin zaferini muştuluyor. Oyun, tek bir mekânda, bir karakolun sorgu odasında ve tam da ‘seçim günü’ geçiyor. Zalim bir muktedirin iktidarının son bulmasına saatler kala… İşkence altında işlemediği bir suçu itirafa ... Devamını Oku »
Seyirci kalmayın…
Dün (27 Mart) Dünya Tiyatro Günü idi. Dünyanın dört bir yanında tiyatro sahnelerinde kutlandı; bizde ise Çağlayan Adliyesi’nin önünde. Çünkü, dünyanın hiçbir yerinde, ülkenin en büyük sanat merkezi yedi yıl gibi bir süre kapalı tutulmuyor, çürümeye terk edilmiyor… Siyasi iktidarın sanat düşmanlığının tipik bir göstergesi bu. Yalnızca AKM mi? Muammer Karaca Tiyatrosu kapatıldı; deprem tehlikesi gerekçesiyle. Yerine ne yapılacağını hep ... Devamını Oku »
Başka bir hayat mümkün
Bugün Newroz… Alanlarda baharı karşılayan yüzbinlerce insan “Başka bir hayat”ın mümkün olduğu inancıyla sloganlar atacak, türküler söyleyecek… Nefret söylemlerinden uzak, halkların kardeşliğini savunan bu insanları gene gaz bombalarıyla mı karşılayacak siyasal iktidar, yoksa suskun mu kalacak, göreceğiz. Seçimlere iki ay kala, milliyetçi oylara sığınmayı seçen, ama bir yandan da Kürt oylarına ihtiyaç duyan iktidar partisinin tavrını tahmin etmek mümkün değil. ... Devamını Oku »
Çınarlar ve fidanlar
Hafta içinde, SİYAD’ın ödül gecesindeydik. 47 yıl, dile kolay… Sinema yazarlarının yıllık değerlendirmelerini aralıksız sürdürmelerinde, hiç kuşkusuz mesleğin duayeni arkadaşım Atilla Dorsay’ın emeği büyüktür. Ondan bayrağı devralan gençler de, bu mirası özenle korumakta kararlı görünüyorlar. Her zaman olduğu gibi, bu yıl da sinemamızın çınarları ile genç fidanları yan yanaydı ödül gecesinde. Üstelik, bu kez geçen yılın en iyilerinin yanısıra, “100 ... Devamını Oku »
Sonsuzluğu çizmek
Ankara’yı nasıl bilirsiniz? Cumhuriyetimizin başkenti, bir zamanlar ülkenin sanat ve kültür başkenti sayılırdı. Çocukluk günlerimden aklımda kalan resimlerden biri, sabahın erken saatlerinde Büyük Tiyatro gişesinin önünde uzanan kuyruklardı. Şimdilerde ise, ‘kitch’in başkenti, Ankara… Melih Gökçek’in ‘armağanı’ şehir kapılarından, rengârenk ışıklandırılmış TOKİ gökdelenlerine, zerrece kullanılmayan üstgeçitlerden, köy pazarına dönüşen Sıhhiye Meydanı’na, bin bir çeşit zevksizlik… Bir türlü bitirilemeyen CSO (Cumhurbaşkanlığı Senfoni ... Devamını Oku »
Ne yapmalı
Şiddet, gündemin birinci maddesindeki konumunu kaybetmeyeceğe benziyor. Son haftalarda yaşanan korkunç olaylar, kadına yönelik şiddeti daha da görünür kıldı. Erkek kültürünün şiddet kültürü ile özdeşleşmesinde, hiç kuşkusuz içinde yaşadığımız toplumsal- siyasal ortamın rolü büyük. Şu günlerde herkes damarlarımızda gezinen bu şiddet virüsüne karşı nasıl bir önlem alınması gerektiğini tartışıyor. İki yol var… Ya, toplumun muhafazakâr güdülerini daha da gıdıklayacak, kadınların ... Devamını Oku »