
Telkâri geleneği için tehlike çanları çalıyor
Mardin’e özgü olan telkâri zanaatının tarihi milattan önce 3 binli yıllara kadar dayanıyor. Bölgede genellikle Süryani ustaların sürdürdüğü bu gelenek yok olma tehlikesi ile karşı karşıya. Hayatını bu sanata adayan Mardin’in son telkâri ustası olan Suphi Hindiyerli, “Yeni ustalar yetişmezse bu zanaat yok olur” diye uyarıyor. Telkârinin usta, çırak ilişkisinin gücüyle günümüze kadar geldiğini belirten Hindiyerli, bu mesleği geleceğe taşımaya çalıştığını anlatıyor ancak gençlerin ilgisizliğinden yakınıyor. Yaptığı telkârilerde 5 bin yıl önce kullanılan el sanatının aynısını kullandığını anlatan Hindiyerli, günümüzde iyi ustaların yetişmemesinden yakınıyor. Kendisinin 1974’te Mardin’i terk edip, İstanbul’a yerleştiğini ve 23 yıl sonra bu sanatı yaşatmak ve yaymak için Mardin’e geri geldiğini anlatan Süryani usta Hindiyerli, “Çok ustalar yetiştirdim. Türkiye’deki ilk kadın telkâri ustası yanımda 8 yıl çalıştı. Şimdi kendisi de Yeşilli’de usta olarak eleman yetiştiriyor. Şu ana kadar 3 tane usta, 5 tane de kalfa yetiştirdim. Ancak artık yeni ustalar yetiştiremiyoruz. Kimse artık gelip, öğrenmek istemiyor” diye konuştu.
SİPARİŞLERİ YAPAN KİMSE YOK
Bu işi yapanların az olması nedeniyle sipariş alamadıklarını ve mesleğin günden güne kaybolmaya yüz tuttuğunu anlatan Hindiyerli, “Dünyanın her yerinden geliyorlar. Örneğin geçtiğimiz günlerde Malta’dan ayda 200 çift küpe istediler. Ancak kabul edemedim. Çünkü yalnız başıma yetiştiremiyorum” dedi. Avrupa Birliği’nin (AB) bu mesleği yaşatması için hibe vermek istediğine ancak kendisinin bunu kabul etmediğini anlatan Hindiyerli, “Çünkü çocuklara güvenemedim. Öğrenmek istemiyorlar. Çabuk sıkılıyorlar. Bu iş sabır ve emek işi.”
DEVLET DESTEĞİ BOŞA GİTTİ
Devletin bu mesleğin gelişmesi için destek gönderdiğini, ancak bu paranın amacına uygun kullanılmadığını anlatan Hindiyerli, “Bu mesleğin gelişmesi için devlet ödenek gönderdi. Ancak bu para burası içi kullanılmadı. Amacına uygun kullanılmış olsaydı, ekonomik geri dönüşü olsaydı eminim gençler buna ilgi duyardı. Gönderilen ödeneklerin ne amaçla kullanıldığını bilmiyorum” dedi.
REMZİ BUDANCİR