Türkiye tarihinin en gerilimli dönemlerinden birinden geçerek bir seçime doğru ilerliyor. Bu gerilimin böylesine artmasının çeşitli nedenleri var; ama en önemli nedenlerinden biri Tayyip Erdoğan –onun var olma ve siyaset yapma üslûbu. Gerilim, Tayyip Erdoğan’ın besini. Erdoğan bir süreden beri bir “kefen edebiyatı”na sardırmış durumda. Olur olmaz her yerde, her fırsatta, “Kefenimizi giydik geldik” diye bir diskur tutturuyor. Bir da ... Devamını Oku »
Yazar Arşivi: Murat Belge
Düşmanlar ve potansiyel düşmanlar
Tayyip Erdoğan’ın kavgalı olmadığı kimse kaldı mı Türkiye’de ya da dünyada? Henüz sırası gelmemişler olabilir tek tük, sağda solda. Ama sırası gelmemiş olmak, sırası gelmeyecek demek değil. Tayyip Erdoğan’ın dünyasında iki büyük yığın var: düşmanlar ve potansiyel düşmanlar. Bu hiç kimse için özlenir, özenilir bir durum olmamakla birlikte Tayyip Erdoğan şimdiye kadar bu kavgacılığının, bu hırçınlığının zararından çok ... Devamını Oku »
Meydanlardan alınamayan adam
“Beni meydanlardan alamazsınız,” diye haykırıyor Cumhurbaşkanı. Olayı unutup yalnız bu söze bakarsanız ne anlarsınız? Herkes gibi Cumhurbaşkanı’nın da meydanlara çıkıp seçim nutku atma hakkı var, ama birileri bu hakkı ondan esirgemeye çalışıyor –böyle bir durum olmalı. Peki, bu mu gerçek durum? Hayır. Bu ülkenin yasasına, anayasasına, teamülüne göre Cumhurbaşkanı (gerçekten öyle olmasa da) “tarafsız” davranmakla yükümlüdür, partiler- üstü bir konumu ... Devamını Oku »
Heykel sanatının serencamı
Cumhuriyet’in dünkü (15 Mayıs, Cuma) sayısında Evrim Altuğ “heykel” üstüne hoş bir sayfa düzenlemiş. Hilmi Yavuz ile Erdağ Aksel’den de ilginç görüşler almış. Çeşitli kent ve kasabalardan çeşitli “heykel” fotoğrafları ele alınan konunun fecaatini açıkça gösteriyor. Bunların hiçbirini görmemişim (Taksim’deki, şimdi neyse ki olmayan kedi dışında). Heykel sanatının Türkiye’deki serencamı ilginçtir. 19. yüzyılda devletin “Batılılaşma” kararı vermesinden sonra ... Devamını Oku »
Evren
“Tarihi büyük adamlar yapar” diye özetlenebilecek bir tarih yorumu vardır öteden beri. Tarihçiler arasında buna rağbet eden kalmamıştır ama popüler düzeyde hâlâ taraftarı vardır. O taraftarlara sormalı, “Evren hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye. Evren bu toplumun tarihini ciddi ölçekte belirledi. Bugün hâlâ onun biçimlendirdiği bir toplumda, onun kurduğu kurumlar arasında yaşıyoruz. Böylece, yukarıdaki mantığı ters yoldan izleyerek, “Ergo: Evren ... Devamını Oku »
Bir adım ileri beş adım geri
Hukuku bir silâh gibi görme ve kullanma alışkanlığımız üstüne yazmak sık sık gerekli olur, çünkü hukuk sürekli böyle kullanılır. Şimdi gene aynı hikâye devam ediyor, ama biraz daha abartılmış, biraz daha absürtleşmiş biçimde. Suriye’ye giden TIR’ı durdurup arama yapanlar hükümeti düşürmek için silâhlı müdahalede bulunmakla suçlanabiliyor vb. Her şeyin mümkün olduğu bir ortam. Dün bu konuya Nâzım Hikmet’e yapılanlar temasından ... Devamını Oku »
Silâh olarak hukuk
Nâzım Hikmet’in şiiri üstüne hazırladığım bir yazı dolayımıyla şair hakkında yazılmış birçok şeyi de okuyorum. Bunların arasında, doğal olarak, Memet Fuat’ın yazdığı 700 sayfalık biyografi de var. Memet Fuat’ın bu kitapta (Adam Yayınları, 2006) öncelikle uğraşı, Nâzım Hikmet’in uğradığı, daha doğrusu uğratıldığı büyük haksızlık, hukuksuzluk. Bu, benim “şiirsellik” kaygımdan farklı, ama çok etkileyici bir konu. İlk kez tanışmıyorum. Başkalarının yanısıra, ... Devamını Oku »
Grup toplantıları
Hürriyet, Cemil Çiçek’in bir tesbitini manşetine taşımış: bugün var olan siyasî gerginlik Meclis’teki (salı günlerine özgü) “grup toplantıları”nın ürünü, demiş Cemil Çiçek. Öyle mi? Bu grup toplantıları, gerçekten de, muhalefetin iktidara, iktidarın muhalefete yüklenmesinin kanalı haline geldi. Medya bunları verince, partilerin kendilerini topluma göstermelerinin yerleşik (rutin) bir aracı da oldu. Salı günleri, “tribünler” doluyor, “siyasi amigo”lar yerlerini alıyor, başlıyor ... Devamını Oku »
‘Yavru’sun sen…
Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı olduğundan beri, sanki Başbakan olduğu yıllardan daha fazla konuşmaya başladı. Üzerine yargı verdiği konuların sayısı da artırdı galiba. Başbakan’ken rakip siyasetçilere cevap yetiştirirdi. Şimdi her gün yeni bir konuyla çıkıyor karşımıza ve her gün bir başkasının haddini bildiriyor. Böyle her gün, her gün yapılan bir şey monotonlaşır, bıkkınlık verir. Normal olarak böyledir ama teslim etmek ... Devamını Oku »
1 Mayıs dolayımıyla ‘Çatışma’
Türkiye’de “1 Mayıs” ve “Taksim Meydanı” akıldışı bir inatlaşmanın simgeleri haline geldi. Bir “iktidar” çekişmesinin ete kemiğe büründüğü nokta. Şu dönemde “iktidar benim” diye her an kabarmaya hazır ve bundan belli ki zevk alan birinin varlığında bunun bir iddialaşma, bir gurur meselesi haline gelmesi kaçınılmaz oldu. Dolayısıyla şimdi ben bunları yazarken bir polis ordusu Taksim Meydanı’nı nüfus kâğıtlarında Türkiye ... Devamını Oku »