Türkiye toplumu, içinde sayısız gruplar barındırdığı hâlde çoğulculuğu öğrenememiş, benimseyememiş ve hazmedememiş bir toplum. Hepimizin bildiği Alevi-Sünni ve Türk-Kürt ayrışmaları en öne çıkanlar olsa da, bütün diğer farklılıkların ve ayrışmaların yanında bunlar çok küçük kalır. Solculuk sadece Devrimci Yol, Devrimci İşçi Partisi, Türkiye Komünist Partisi, gibi fraksiyonlardan ibaret olmadı; bunlardan başka, yasal olanı ve olmayanı ile, her biri farklı ... Devamını Oku »
Yazar Arşivi: Emrah Çelik
Avrupa İslam’ı
Böylesi önemli bir konuyu tartışmadan önce, hele de bizim gibi ‘muhafazakâr refleksleri’ gelişmiş bir toplumda, Avrupa İslam’ı ile neyi kastettiğimi açıklamak gerekecektir herhalde. Aksi takdirde İslam’ı yozlaştırmaktan Batı’nın oyunlarına alet olmaya, oradan da Amerika’nın “Ilımlı İslam” projesine hizmet etmeye kadar birtakım ithamlara maruz kalmak gayet mümkün. Avrupa İslam’ından kastım, Avrupa devletlerince üretilen herhangi bir siyasi ve sosyal proje değil. ... Devamını Oku »
Çirkin ördekler
Bir zamanlar geçici işçi olarak Avrupa’ya giden göçmen müslümanlar, ilerleyen zamanlarda ailelerini de yanlarına alarak ya da oradayken aileler kurarak yerleşip vatandaşlık statüsüne de geçince, Avrupa ülkeleri ummadıkları sosyal ve siyasi ‘sorunlarla’ karşı karşıya kaldılar. İslam’ın Avrupa kimliğinin bir parçası olması konusu, Avrupalı müslümanların ve bizzat Avrupalıların son yıllarda karşılaştığı en önemli sosyal problemlerden biri; iki taraflı ve karşılıklı ... Devamını Oku »
Avrupa’nın İslam ile imtihanı
2014 Mart’ından beri İngiltere’de, bazı müslümanların örgütlü bir şekilde, İslamcı- Selefî değer ve dünya görüşlerini okullara girdirmeye çalışmalarının tespiti üzerine İslam ve radikalleşme üzerinden uzun soluklu bir tartışma yaşanıyor. Birmingham’da başlayan ve “Truva Atı Skandalı” olarak isimlendirilen bu olay üzerine, bazı “İslami okullar”ın öğrencilerine “İngiliz değerleri”ne ters ve radikal bir dinî eğitim verdikleri gerekçesiyle kapatılmaları da konuşulmaya başladı. Kapatma taraftarlarına ... Devamını Oku »
Avrupalı gençler neden IŞİD’e katılıyor (2)
Avrupa’da doğup büyüdükleri, seküler bir eğitimden geçtikleri hâlde, bazı müslüman gençlerin IŞİD gibi bir örgüte katılma kararı almaları herkesi şaşırtmaya devam ediyor. Bu gençlerin sayıları görece az da olsa, böylesi bir eğilim, üzerinde durulmayı hak ediyor. Çünkü çeşitli versiyonlarıyla ‘radikalleşme’, Avrupa’nın bir süredir gündemini meşgul ediyor, uzun bir süre daha da edecek. “Dinin dünyaya dönüşü” başlıklı yazımda kastettiğim hususlardan biri ... Devamını Oku »
Avrupalı gençler neden IŞİD’e katılıyor
Geçen hafta, Fransa’nın Lyon kentindeydim. Bu seyahatimde Lumière (Lyon 2) Üniversitesi’nde, “Fransa’da Laiklik ve Köktendincilik” başlıklı bir atölye çalışmasına katılma fırsatım oldu. Tarih bölümünün düzenlediği serinin ilki olan oturum, “İslami kavramların siyasi manipülasyonu” üzerineydi. Bugün ve gelecek hafta, bu çalışmanın ana konuşmacısı olan Dr. Cyrille Aillet’in sunumundaki temel fikirleri özetlemeye çalışacağım. Aillet’e göre İslamcılık ile radikal İslam’ın tarihi, ve Avrupa’daki ... Devamını Oku »
AK Parti’ye şükran borçluyuz
Son yıllarda ülkemizde yaşanan siyasi süreç, her ne kadar ciddi bir toplumsal gerilime neden olsa da, birçok açıdan faydalı sonuçlar doğurdu… Her şeyden önce, devlet denen aygıtın hangi organlara sahip olduğunu tanımaya başladık. Anayasa, Yargıtay, HSYK, Anayasa Mahkemesi, MİT, Cumhurbaşkanlığı gibi devlet kurumlarının ne gibi fonksiyonları ifa ettiklerini ya da etmeleri gerektiğini daha iyi anladık. Bununla birlikte, öyle ya da ... Devamını Oku »
Sekülerleşme
Geçen hafta, bir süreliğine ‘görece’ bir geri çekilme yaşayan dinin ‘dünyaya’ tekrar dönüşünden bahsetmiştim. Bu bağlamda, ‘sekülerleşme’ konusundaki nitelikli çalışmalarıyla önde gelen isimlerden olan José Casanova’nın din ve sekülerlik anlayışına değineceğim. Casanova, sekülerleşmenin üç anlamı olduğunu söyler. Birincisi, dinî inanç ve pratiklerin modern toplumlarda azalması. İkincisi, dinin özelleşmesi (privatization), yani özel alanda yaşanır hâle gelmesi. Ve üçüncüsü, devlet, ekonomi ve ... Devamını Oku »
Dinin dünyaya dönüşü
Modernitenin din teorisi, dinin gücünün ve etkisinin zamanla azalacağı yönünde idi. Rasyonelleşme ve bilimsel düşünce ilerledikçe din ve dinî düşünce gerileyecek, toplum üzerindeki etkisini kaybedecekti. Toplumlar modernleştikçe, aynı zamanda bir şekilde sekülerleşecekler, din ile olan ilişkileri asgari seviyeye inecekti. Aydınlanmanın diğer bir teorisine göre de demokratik özgürlükler geliştikçe din, ister istemez siyasi alanın dışına çekilecek ve saf dışı kalacaktı. Bu ... Devamını Oku »
Rehabilitasyon aracı olarak tarih
Muhafazakâr- dindarların zihninde ‘ideal bir geçmiş’ vardır, bilhassa Osmanlı sözkonusu olduğunda. Bu ideale göre, geçmişte yalnızca müslüman ve gayrimüslim diye iki grup vardır. Kamusal ortamlarda kurallar İslam’a göre belirlenmektedir. Bu kurallara uymak istemeyen insanlar eğer müslümanlar ise çeşitli şekillerde cezalandırılıp kontrol altına alınır, gayrimüslimler ise başka mahallelere gönderilir, İslam’a uymayan pratiklerini kendi mahallelerinde yaparlar. Kısacası, böyle bir toplumda dindar müslümanların ... Devamını Oku »